Bir tedirginlik hali şirket ve kurumları kollarına aldı.

Haklılar! Zira sipariş iptalleri, yolda gelmekte olan hammadde ve malzeme, mevcut faturalanmış malın tahsilatı endişesi, çalışanları koruma vebali, sisli yolda önünü görememek, … hepsi biraraya geldi.

Sahip olduğumuz alışkanlık, tutum ve davranış, varsayım ve zihniyet olan biten karşısında yetersiz kalıyor.

Bazı sektörler için şu an işler iyi gidiyor; bunlar daha çok gıda işine bağlı sektörler.

Virüsün ilk vurduğu yer olan Çin’de şirketler, dönemin en çok şirket satın alımlarını yaptı / yapıyor.

Bu dönem YK ve Üst Yönetimin sahaya inme, doğrudan sahne alma zamanıdır; anlık, günlük, haftalık ve kısa dönemli plan yapmalıdırlar..

Her hiyerarşik seviyedeki liderin “moral bozma” hakkı yoktur ve yukarıya çıktıkça bu kuralın tonu ve dozu artar. Çalışanlara moral vermeli, korkuyu yok etmeli, sağlığa özen göstermeli ve iletişimi açık tutmalıdır.

Yıl sonuna kadar olan dönemde, sektör ve şirketiniz için iyimser, ortalama ve kötümser senaryoları düşünmek, her biri için ayrı ayrı plan yapmak gerekir:

• İşlerin yavaşlaması yıl sonuna kadar mı sürecek yoksa Ekim ya da Haziran ayında hareket başlayacak ve hatta normalin de üstüne mi çıkacak; planımız ne?
• Global ticaret eski temposuna dönerken, AB pazarları, yine ilk siparişlerini Çin’e mi verecek ya da ne kadarını verecek?
• Rakiplerinizle ilgili istihbarat ne?
• Ödeme vadelerimiz için hazır mıyız, tedarikçilerle vade vb konuları görüştük mü?
• Tahsilat azalırsa nakit akışı ne olacak?
• Stoktaki ve yoldaki hammadde ve malzeme için planımız ne?
• Tedarikçi, bayi ve müşterimizle ilişkilerimizi nasıl yürütüyoruz; onları unutup içimize mi kapandık?
• Ne tür stratejik ilişki ve iş birliklerine ihtiyacımız var?
• Gelişmeleri anlık olarak nasıl takip edecek, nasıl birlikte yorumlayıp karar vereceğiz?
• Bu düşük tempoda kritik çalışanlarımızı ve operasyonu nasıl geliştireceğiz?
• Hangi birikmiş işleri, bekleyen projeleri çalışacağız? Kim ne yapacak?

Bunlarla ilgili bir plan yapmazsak, “plan yapanlar”a uymak durumunda kalacağız demektir.

Şirket YK ve Üst Yönetimleriyle görüştüğümüzde, bunların bir kısmının üzerinde zaten düşündüklerini söylüyorlar. Biz de, düşündüklerinizi yazarak tartışın diyoruz.

Bunlar için yandaki gibi bir tabloyu önümüze alıp düşünmeyi ve plan yapmayı öneriyoruz.

Dönem, kendi içinde fırsatlar da barındırıyor. Her tehdide karşı bir fırsat vardır; bunu görmeye çalışalım.

Dönem, Başkanımız Yalçın Bey’in dediği gibi, “ihtiyatlı iyimser” olma zamanıdır.

Dönem, maliyetleri (üretim, operasyon, satış, ürün geliştirme) tekrar ele almak ve yalın uygulamalara hız verme zamanıdır.

Dönem, liderlik zamanıdır. Tüm bunları liderler planlamalı, çalışanları görevlendirmeli, enerji ve dinamizm sağlamalıdır.

Şirket ve kurumlarda inovatif düşünme ve farklılaşma, yenilikler yapma, geleceği kurgulama, alışkanlık ve davranışları değiştirme, gelişim ve plan zamanıdır.

Aynı şeyleri yaparsak farklı sonuç elde edemeyiz!

Sanal Ortamda Çalışma ve Toplantılar

Günlük hayatını fabrikalarda ofislerde geçiren pek çok çalışan virüs sebebiyle eve kapanmak durumunda kaldı. Ancak bir taraftan düşük tempoda olsa da hayat devam ediyor.

Şirket ve kurumlarda, evden çalışanlar var, eskiden olduğu gibi iş yerine gidip çalışmaya devam edenler var ya da nöbetleşerek iş yerine gidenler var.

Bu şartlar yeni bir yönetim tarzını (en azından bu dönem için) beraberinde getiriyor.

Global şirketlerde alışılmış olan, farklı lokasyonlar arası görüntülü çalışma ve toplantı yapma usulü zorunlu olarak yayılıyor. Yüzyüze yapılan randevulu görüşmeler bile sanal ortama taşınıyor.

Tüm bunlar, alışkanlıklarımızı değiştirmek, farklı deneyler yapmak için güzel bir fırsat!

Peki işlerimizi nasıl yürüteceğiz?

Günlük yönetimin ayrılmaz parçası olması gereken sabah toplantılarını sanal ortamda devam ettirebiliriz. Bu toplantılar eskale ettirilerek, diğer zamanlarda olduğu gibi, saat farklarıyla üst yönetime kadar çıkmalıdır. Kural yine geçerlidir; bu kısa toplantılarda problemi çözmeye çalışmayın!

Projeler sanal ortamda değerlendirilmeye devam edebilir. Yalnız bölüm içi değil, bölümler arası ortak çalışmalar sanal ortamda devam edebilir.

Yoğunluktan zaman ayrılamayan bekleyen işleri ve projeleri ortaya çıkarma zamanıdır.

Her çalışanın bir görevi olmalı; ekip dinç tutulmalıdır. Bu liderlerin görevidir.

Müşterinizle, tedarikçinizle, bayinizle teması kesmeden, içinize kapanmadan devam edelim. Herkesin morale ihtiyacı var.

Özetle, PUKÖ döngüsü dönmelidir.

PUKÖ sanal ortamda da dönebilir!

Foto: The Economist

Sağlıklı günler dileğiyle,

Hakan Akgül

Danışman ve YK Üyesi

Yalın Enstitü