Blog

Toyota Modeli, Şirket Diriltiyor

Duyurular & Basından Haberler

Toyota Modeli, Şirket Diriltiyor

Dr. James P. Womack, Toyota'nın yönetim anlayışını genel bir yönetim felsefesi haline getiren ilginç bir bilim insanı. Her şey, 1982'de MIT'de (Massachusetts Institute of Technology) siyaset bilimi üzerine doktora yaparken başlamış. Tezini Amerika, Almanya ve Japonya endüstrilerinin karşılaştırması üzerine yazıyormuş. O dönemde Toyota'nın yönetim felsefesi ile tanışmış ve uzun yıllar bu konuya odaklanmış. Toyota'nın felsefesini anlayarak bunu diğer şirketlerde uygulamak, şirketlerin rekabet gücünü arttırmak üzere yola çıkmış.

1975'ten 1991'e kadar MIT'de bu konuda araştırmalar yapmış. 42 yaşında kaleme aldığı "Dünyayı Değiştiren Makine" isimli kitabında Toyota'nın yönetim felsefesini anlatmış. Kısa sürede iş ve yönetim dünyasında isim yapmış. 1997'de Lean Enterprise Institute (Yalın Girişim Enstitüsü) adıyla kendi araştırma enstitüsünü kurmuş.

Bir konferans için İstanbul'a gelen Womack ile Yalın Düşünce Felsefesi üzerinde konuştuk. "Toyota ile hiçbir finansal ilişkim yok. Arabam bile Toyota değil… Bu işi Toyota'nın sistemini anlamak için yapılan bir araştırma olarak düşünmek lazım. General Motors, dünyanın bir numaralı otomobil şirketi. Ford, 80 yıl boyunca iki numaralı otomobil şirketiydi. Geçen yıl Toyota onu solladı. Şimdi hedefleri 2010'a kadar General Motors'u da geçmek. Toyota her zaman 'yapacağım' dediği şeyi yapıyor. Yavaş, fakat düzenli bir şekilde büyüyor. Çok hızlı büyüyen birçok şirket batıyor" diyor.

Bu düşünce modeli şirketlere ne katıyor?

İş dünyasında birçok şirket size problemin süreçlerde olmadığını söyler. Daha fazla teknolojiye, daha zeki yöneticilere, daha fazla şansa veya daha iyi bir ortağa ihtiyaçları olduğunu iddia ederler. Çok nadir olarak süreçlerinin yeteri kadar iyi olmadığını itiraf ederler. Oysa ki başarıya giden yol, bütün alanlardaki süreçleri mükemmelleştirmekten geçer.

Toyota bu konuda neleri farklı yapıyor?

Toyota metodu oldukça farklı. Yaparak öğretme felsefeleri var. Bir kurumsal eğitim enstitüleri yok. Bunun yerine işe giren genç elemanlarla farklı bir uygulama yapıyorlar. Yeni eleman ilk yıl şirketin farklı departmanlarında çalışıyor. Üçer aylık zaman dilimleri boyunca araba yapımından satın almaya, proje geliştirmeye birçok değişik iş yapıyor. Bir yılın sonunda o elemana basit bir proje veriyorlar. Bu projede o güne kadar öğrendiği her şeyi uygulamaya geçirmesi gerekiyor. Böylece, eğitim süreci kişiye özel oluyor. İşi 'sınıfta' değil, uygulayarak öğreniyorlar. Bence bu dünyadaki en iyi eğitim metodu.

Neden bütün şirketler bunu uygulamıyor?

Çünkü yöneticiler sürecin gerçekten nasıl işlediğine bakmayı akıllarına getirmiyor. İşleri delege etmek istiyorlar. Her şeyi bilmek zorunda olmadıklarını düşünüyorlar. Kısacası, insanlara yönetimin ne olduğunu anlatmak lazım. Bu da işin en zor kısmı. İnsanların yüzde 99'u müdürlerinin onlara yapacakları işleri dikte etmesini tercih ediyor. Aslında yönetici 'sence bu yöntem iyi işliyor mu? işlemiyorsa neden işlemiyor?' diye sormalı. Zaten akıllı bir yönetici problemin nerede olduğunu tahmin ediyordur. Ama bunu doğrudan çalışandan talep etmek yerine, ona sorular sorarak doğru yanıtı bulmasını sağlayabilir.

Merve Yenal
Hürriyet İK
{16 Temmuz 2004)

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=243591 

Yorum Yaz

Apple Servisi Beylikdüzü Apple Servisi