Blog

Şirketlerimizde Maliyet Yönetim Bilinci Acilen Geliştirilmelidir

Maliyet-Yonetim
Genel Yazılar

Şirketlerimizde Maliyet Yönetim Bilinci Acilen Geliştirilmelidir

Türkiye’de faaliyet gösteren ticari ve sanayi kuruluşlarının maliyet yönetimini ana şirket politikası olarak ele alması, çok radikal maliyet hedefleri oluşturması, yönetim kurulu başkanından, ceo’ya, üst-orta ve ilk kademe yöneticilerden, her bir çalışanına kadar maliyet sorumluluğunu üstlenmesi ve takip etmesi hayati önemde ülke ihtiyacıdır. Maliyet Yönetimi her firmamızın acil ve en önemli görevlerinden birisi haline gelirken her bir çalışana maliyet bilinciyle iş yapma davranışı süratle kazandırılmalıdır.

Yalın Enstitü olarak 2002 yılından günümüze 506 firmaya danışmanlık ve 1021 firmaya eğitim desteği vermişiz.

Vardığımız genel sonuç, şirketlerimizin kendi kaynaklarını çok daha verimli kullanması zarureti ortaya çıkmaktadır. Kullanılan alan, makine ve ekipman ve insan verimliliğini çok üst seviyelere çıkartmak firma kadar ülkemiz için de acil bir gerekliliktir.

Şirketler yatırımlarını elde ettikleri öz kaynakları ile karşılayabilmeli, kaynak ihtiyacı arttığında, banka kredisine başvurmak yerine, verimlilikten elde edeceği kaynakları kullanmalı, tahvil veya hisse senedi arz ederek karşılamayı benimsemelidir.

Üretilen mal ve hizmetlerin içindeki yabancı menşeli ara malzemeleri yerlileştirmeli bunu öncelikli ARGE stratejisi haline getirmelidir.

Banka kredileri alarak işletme sermayesi ihtiyacını yalın üretim sistemini bütünü ile hayata geçirmek suretiyle olabildiği kadar azaltabilmeli, sermaye ve stok devir hızını radikal biçimde arttırmalıdır.

Türkiye’nin dış ödemeler dengesine her bir firmanın pozitif yönde katkıda bulunması hem ülke hem de şirket hedefi haline dönüşmeli, bu yönde ana hedefler, stratejiler, görevler belirlenmelidir. Her seviyedeki yöneticinin maliyet hedefi olmalıdır.

Ülkemizin döviz, dış ödemeler dengesini olumsuz olarak etkileyen hiçbir kurum ve kuruluşun faaliyetine göz yumulmamalı, hukuki ve yasal bütün mekanizmalar kullanılarak firmaları özendirilmeli, yönlendirilmelidir. Devlet ve kurumlarının elinde özendirici, yanlış alışkanlıklardan vaz geçirici, teşvik edici onlarca yöntem bulunmaktadır. Bunlar işletilmelidir.

Dünyanın en zengin ülkesinin yine dünyanın en karlı otomotiv devi ve yan sanayisi 1 saniye, bir adım, bir yen’in hesabı yapmaktadır.  

Geçenlerde ülkemizde faaliyet gösteren ve büyük miktarda ihracat yapan dünyanın en yüksek verimliliğine sahip otomobil fabrikasının bir yöneticisi ile firmalarında uygulanan Maliyet Yönetimi ve İyileştirme sistemini konuşuyorduk. Kişinin verdiği bilgi beni cidden şaşırttı. Her bir üretim biriminin ürün bazında önceden belirlenen maliyet kalemleri performansını 15 dakikalık aralarla gözlemlediklerini, sapmalara karşı anında gerekli önlemleri aldıklarını anlattı. Aklım şaştı doğrusu.

2017 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 8.Yalın Zirveye konuşmacı olarak Japonya’dan Toyota’nın 3.cü seviye tedarikçisi Chiyoda Industries başkanı Takashi Nomura’da katıldı. Konuşmasını you tube’da bulmak mümkün. Konuşması sırasında her bir “saniye, 1 adım ve 1 yen” kazanmak için çaba gösterdiklerini ifade etti. Bay Nakamura’nın bu ifadeleri dinleyen herkes gibi benim de çok ilgimi çekmişti.

Türkiye gibi 85 milyonluk bir coğrafya’ya dünyanın bütün şirketleri en başarılı ürünleri ile geliyor. Türk halkı en iyileri seçmeyi arzu ediyor. .

Türkiye’nin artan nüfusu dünya’da olan her yeniliği kendisini de sahip olmasını arzu etmektedir. Türk halkı en yeni teknolojileri, ürünleri almak kullanmak için büyük bir çaba göstermektedir. EU Gümrük Birliğine girmeden önceki düzen tamamen tüketicinin tarafına dönmüştür. Her mal ve hizmetin en yenisi kolaylıkla ülkemize gelmekte, tüketicimiz ise tercihini en yeni en hızlı en gösterişliden yana kullanmaktadır. Bu koşullarda firmaların ARGE ve yeni ürün geliştirmek için özel politikalar geliştirmelidir.

Verimlilik, oto finansman, yetişmiş morali yüksek insan her zamandan daha önemli hale gelmiştir.

Firmalarımız açısından dünya’da olup bitenlere süratle uyum göstermenin yolu da oto-finansman imkânlarını çoğaltmalı, yetişmiş insanlarını elden kaçırmamak yönünde politikalar geliştirmelidir.

Yalın Enstitü’nün Maliyet Yönetimi konusunda ilk günlerden bu yana ısrarla faaliyet göstermektedir.

Yalın Enstitü kurulduğu günden bu yana Maliyet Yönetimi üzerinde ısrarla durmaktadır. Enstitü bünyesinde akademik kökenli ve mali işler yönetiminin her noktasında çalışmış CFO seviyesinde uzun yıllar görev yapmış ve ayrıca endüstri mühendisli kökenli olup şirketlerin mali ve maliyet yönetimlerini iyileştirme projelerinde görev yapmakta olan arkadaşlarımız bulunmaktadır. Halen bir kısım değerli şirketimizde Mali İşlerin yalınlaştırılması ile ilgili çalışmalarımız sürmektedir.

Bu yıl mayıs ayında Japon iş ortağımız TEC’in başkanı Toshio Horikiri ile üst düzey danışmandan “Toyota Tarzı Maliyet Yönetimi “eğitimi organize ettik. Bu eğitime istediğimiz kadar katılım sağlayamadık. Eğitim sonrası ancak önemli bir Otomotiv Yan Sanayicimiz kendi şirket personeline maliyet bilincini arttırabilmek için Yalın Enstitü’den destek aldı.

Yalın Maliyet Yönetimi konusunda daha önceleri Amerika’dan Nick Katko’yu 3 kere Ernest Fiume’yi ise 2 defa Türkiye’ye getirdik. Nick Katko’nun Yalın CFO kitabını tercüme edip Türkçeye bastırdık. Yine aynı konu ile ilgili olmak Art Byrne’nın Yalın Dönüşüm kitabını Türkçeleştirmiştik. Bu kitap Mal Sahipleri, CEO ve Üst Düzey Yöneticileri yakından ilgilendirmekte olup firmadan yapılan çalışmaların mali yönünü ele almaktadır.

Yalın Enstitü Yönetim Kurulunda ve Danışmanları arasında Toyota Adapazarında 2000’li yılların başında oluşturulan Atölye Seviyesinde Maliyet Yönetim Sistemini kurmuş ve yıllarca aynı kuruluşta Üretim Maliyet Sorumlusu olarak görev yapmış arkadaşlarımız görev yapmaktadır.

İşin şakası yoktur.

Eğer dünyanın zengin ülkesinin en karlı otomotiv firması her 15 dakikada bir her bir birimin ürün bazında maliyet performansını hedeflenenle gerçekleşeni takip etmeye, düzeltici önemleri süratle almaya ihtiyaç duyuyorsa, bizim firmalarımızın, mal sahibi, yöneticilerimizin, çalışanlarımızın aynı davranış biçimine vakit geçirmeden geçmesi ulusal politika haline gelmelidir.

Ülkemizin dış ödemeler dengesine olumlu katkıda bulunmayan firmalarımızın kendilerini, bilançolarını başarılı görmeleri alışkanlığı süratle değişmelidir. Her türlü sosyal medya ve kamu oluşturma mekanizması kullanılarak Ulusal Maliyet Seferberliği oluşturulmalıdır. Her koyun kendi bacağından asılır, herkes kendini kurtarsın mantığından. Alışkanlığından vaz geçilmelidir.

Dış Ödemeler Dengesi sürekli açık veren bir ülkenin işi zordur.

Türkiye 1854 tarihinden günümüze cumhuriyetimizin ilk kuruluş yılları hariç sürekli dış ödemeler dengesi açığı vermektedir. Devletimiz her yıl dış piyasalardan kısa vadeli borçlanma yapmak için kim bilir ne çarelere başvurmaktadır.

Ulusal seferberlik hali bilinci oluşturulmalıdır. Türkiye’nin Dış Ödemeler Dengesi pozitife dönmeden Türkiye’nin dış ve iç manipülasyondan kurtulması, siyasi ve ekonomik ve hatta siyasi istikrara kavuşmasını mümkün görmemekteyim.

Yalçın İpbüken

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Apple Servisi Beylikdüzü Apple Servisi