Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi içinde yer alan MSA Lokantası abartısız Türkiye’nin en iyi yemek içmek mekânı; hem sıra dışı bir ticari işletme hem de dünyanın sayılı Yeme İçme Okulunun öğrenci staj alanı.

12 Aralık Pazarı günü kahvaltı için bir gün önceden zor da olsa rezervasyon yaptırdık. Pazar sabahı Sarıyer’den Emirgan’a keyifli bir araba yolculuğunda sonra Sabancı Müzesinde aracımızı park ettikten sonra Boğazın eşsiz manzarasını arka plana alarak fotoğraf çektirdik.

Lokanta müzenin 1.katında inanılmaz boğaz manzarasına bakan bir masada ağırlandık. Lokanta tam dolu idi. Müşterilerin hemen hepsi genç nesil. Genç nesil ağzının tadını biliyor. Kadınlı erkekli gruplar halinde yerlerini almışlar ve kahvaltılarını atıştırıyorlardı. Etrafı kolaçan ettiğimde bizim yaşlarda pek müşteriye rastlamadım. Gençler hem nasıl rezervasyon yapılacağını hem de Pazar keyfini nerede geçireceğini biliyor. Umarım bizler de hem kahvaltı hem de öğlen akşam yemekleri için bu mekâna geliriz. Genç ve çok sempatik bir arkadaşımız bizim yerleşmemize yardım etti. Çok lezzetli bir kahvaltı, içtiğimiz en lezzetli çayın eşliğinde.

Kahvaltıyı bitirip kahveleri de içtikten sonra etrafı dolaştım. Rastladığım her bir kişiye bir şeyler sordum. Fotoğraflar çektim. Sonunda lokantanın genç müdürü ile tanıştım. Yanlış hatırlamıyorsam, 32 yaşında pırıl pırıl genç bir insan. MSA akademiyi bitirmeden önce lisans seviyesinde biyoloji okumuş, Mutfak Sanatları Akademisine yazılmış. Teorik ve pratik eğitim sırasında bütün birimlerde görev almış. Mezuniyetten sonra çeşitli görevler üstlenmiş ve MSA ’nın öğretmenlerinden birisi olmuş. Zaman içinde Sabancı Müzesindeki lokantanın yöneticisi olmuş.

Bir taraftan kahvaltıyı takip ederken sıkılmadan tüm sorularıma cevap verdi. Her bir cevabı beni aydınlattı.

Bütün kahvaltı deneyimi için bütün çalışanlara, yöneticilere ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bütün kadro adeta ritmik bir orkestra nizamında hareket etmesi, pırıldayan genç yüzler bizleri aile olarak mutlu etti. Gelelim MSA Sabancı Müzesi Lokantası deneyiminden önce müşterek dostumuz Ekber Onuk’un önerisi üzerine MSA kuran ve yöneten Mehmet Aksel Bey ile ilk önce yazıştık. Takip eden günlerden bir gün MSA Maslak Eğitim Merkezine gittim. Mehmet Aksel ile her halde 3-4 saat geçirdim ve standart okul yemeği yedik. Eğitim Merkezinin her bir tarafını dolaştım, bilgi aldım. Okul içindeki öğrencilere dokundum, çalışma ve öğrenme mekanlarını gözlemledim. Kilerlere, depolara kadar her yeri görme imkânını buldum. Uzaktan eğitim için hazırlanan çekim odası ve özellikle eğitim salonuna bayıldım. Abartısız gördüğüm en önemli meslek öğretim eko sistemi olduğundan emin oldum. Yakın çalışma arkadaşı Sitare Hanım’da konuşmalarımızın bir kısmına eşlik etti.

Mehmet Aksel beyin sıra dışı yaşam öyküsünü öğrendim. Latife hanımın torunlarından birisi olduğunu, Latife hanım ve ailesi ile ilgili çok değerli aile albümünü, ailesinin geçmişi ve kendisinin MSA kadar ki yaşam hikâyesini büyük bir keyif ile dinledim. Youtube’dan “Olmaz”ları Birleştirmek | Mehmet Aksel | TEDxIstanbul (https://www.youtube.com/watch?v=jfYRnFaUq6g) kendi hayat öyküsünü öğrendim.

MSA kuruluş öyküsünü öğrenme imkânım oldu. Bir girişimcinin bu kadar mükemmel bir sistemi meydana getirişin sıra dışı öyküsü beni adeta kendimden geçirdi. MSA hakikaten dünyanın en önemli Mutfak Sanatları Akademisi olduğunu bir daha teyit etmek imkanına kavuştuğum için Mehmet Aksel’e şükranlarımı sunuyorum.

Yalın Enstitü olarak bizim bir işimiz de bizzat Dünya’nın en iyi uygulamalarına dünyanın neresinde ise üşenmeden oraya uzanmak olarak gördüğüm için adeta 10 km mesafedeki bu dünya çapındaki eğitim kurumuna ulaşmak, erişmek benim için adeta bir şarttı. Bunu hem MSA Maslak hem de MSA Sabancı Müzesi Lokantasında gerçekleştirdim.

Mesleki Eğitim Bakanı dahil bütün Meslek Lisesi ile ilgilenen bütün yetkililerin MSA ’yı ziyaret edip bilgi alması, Mehmet Aksel beyin öneri ve görüşlerini almasını çok önemli bir fırsat olarak görüyorum.

Yalçın İpbüken

Yalın Enstitü Başkanı 13.12.2021