Benim Meslek Lisesi Öyküm
2 Aralık 2020 2022-02-15 14:39Benim Meslek Lisesi Öyküm
Benim Meslek Lisesi Öyküm
İlk ve Orta Okulda birçok bilgi, beceri, muhit, arkadaş ve deneyim kazandıktan sonra ailemin yaşadığı sıkıntılardan çıkma yolu olarak rahmetli babam bir akrabasının da tavsiye ile beni Sultan Ahmet Ticaret Lisesine yazdırdı.
Sultan Ahmet Ticaret Lisesi kendi kategorisinde ülkemizin gözde okullarından birisiydi. En seçmece hocalarımız Ticaret hayatını seçecek genç insanlara en temel becerileri kazandıran seçme bir okuldu. Sultan Ahmet Ticaret Lisesini, çok değerli hocalarımı derin saygı ve dualarımla anımsıyorum. Okulumuz yarım günlük olarak tasarlanmış, öğleden sonraları ise öğrencilerin ticari hayatta deneyim kazanması öngörülüyordu. Nitekim sınıf arkadaşlarımın hemen hepsi öğlenden sonra muhasebe yardımcısı veya bir başka rol için “piyasada” hayat pratiği öğreniyorlardı.
Okulumuzda öğretmenlerimiz ders anlatırlar, derste öğrenir, not tutardık. Bu okulda İngilizce Hocam Sabri Beyi, Muhasebe Hocam Aliye Hanımı, Mali Muhasebe Hocamız Nezihe Hanımı, Ticaret Tarihi/ Ticaret Hukuku ve Beden Eğitim öğretmenim Korsan Ziya Beyi dün gibi hatırlarım. Bir de Daktilo Hocam olan İhsan Yener ve Eşi Sevim Yener’i farklı nedenlerle anımsarım. 10 parmak daktilo öğrenmiş olmamın sonradan hayatımızı dönüştürebileceği o tarihlerde aklıma gelmezdi.
Okulumuzun hemen 100 – 150 metre yakınında Yüksek Ticaret Mektebi bulunuyordu. Ticaret Lisesi mezunları ancak yüksekokul olarak bu okulu tercih etmek zorunda idiler. Ticaret Lisesinde 3 yıl müddetle her gün ticaret derslerini pratik yaptığımızdan yüksek ticaret mektebi benim için hiç de uygun olmayacağını daha liseden mezun olmadan anladım.
Sultan Ahmet Ticaret Lisesinin en iyi öğrencilerinden birisi idim. Basketbola ortaokulda başlamış, lisede ise iyice ilerletmiş hatta Galatasaray yıldız takımına seçilmiştim. Ticaret Lisesi sınıf arkadaşlarım her gün pratik için muhasebe çıraklığı yaparken ben de kendi çıraklığımı basketbolcu olmak için Yalçın Granit ’in öğrencisi olarak gece gündüz basketbolcu olmak için saatlerce ve çok yorucu çalışmalar yapıyordum.
Üstüne üstlük Ticaret Lisesine devam ettiğim 3 yıl içinde iftihara geçecek kadar iyi bir öğrenci olmakla beraber ne kadar yanlış bir meslek okuluna gitmiş olduğumu yalnız kendim değil aynı zamanda hocalarım fark etmişlerdi ki, benim bir gün öğretmenler odasına çağırıp benim iyi bir muhasebeci olamayacağımı, benim kısa yoldan başka bir yöne dönmemi de tavsiye ettiklerini anımsıyorum.
Muhasebe mesleği için hiç de uygun olmadığım açıkça belli olmuştu. Ancak Yüksek Ticaret Mektebinden başka bir okula gitmek için ancak yeniden normal lise bitirmek gerekiyordu. Uzun bir bocalamadan ve aradan 3 yıl geçtikten sonra bir yıl müddetle akşam lisesine devam ettim. Lise son sınıfın bütün ve diğer sınıfların fark derslerini verdikten sonra Pertevniyal Lisesi diplomasını kazandım.
Ailemle birlikte çok meşakkatli ve uzun bir dönemden insanüstü gayretimizle “İstanbul Hukuk Fakültesini” iyi derecede bitirdim. Çok iyi İngilizce ve orta derecede İtalyanca öğrendim. 1960-1970 arasında yaşadıklarımızın ne kadar zor bir dönem olduğunun öyküsünü bir başka yazının konusu olarak ele almak üzere ileri bırakmayı tercih ediyorum.
Son sözler olarak Meslek Liseleri benim şahsım için bu yaşıma kadar devam eden hayati bir konudur. Bundan sonra Meslek Liseleri ile yazacaklarım yaşam boyu süren deneyimimin devamı olacaktır.
Yalçın İpbüken