2006 Yılını Kapatırken Dünyada ve Türkiye'de Rekabet Artıyor
1 Kasım 2006 2006-11-01 17:272006 Yılını Kapatırken Dünyada ve Türkiye'de Rekabet Artıyor
2006 Yılını Kapatırken Dünyada ve Türkiye'de Rekabet Artıyor
13 Kasım 2006 tarihli Fortune Dergisi’nde kapak olarak “Vietnam” ele alınmıştır. Bu yazının İngilizce tam metnine aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz:
Fortune (Vietnam)
Bu yazıya ilaveten; Vietnam’da, Nike’ın dünya çapında ayakkabı üretiminin yapıldığı bir fabrikanın yer aldığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Bundan 40 yıl önce birbirleri ile kanlı bir savaşın içine girmiş olan Amerika Birleşik Devletleri ve Vietnam bugünlerde spor ayakkabıda dünya rekabetini birlikte gerçekleştirmektedirler. Amerika’nın en önde gelen spor giyim firması Nike, sermayesi ve know-how’ı ile Vietnam’da bir ayakkabı üssü kurmuş bulunmaktadır.
Nike’ın bu girişimi dışında, Fortune dergisinde yer almayan Türk tekstilcilerin de Vietnam’da fabrikalar kurduğunu biliyoruz. Vietnam’da gördüğümüz bu rekabetçi çabanın, Hindistan’da daha da gelişerek güçleneceğini hissedebiliyoruz. Japonya’da yapılan kalite ve diğer verimlilik artışı ile ilgili eğitimlere ve seminerlere en çok katılım Hindistan’dan olmaktadır. Herkesin bildiği Çin, Kore, Tayvan ve Singapur’a ilaveten diğer Güney Asya ülkeleri olan Vietnam ve Kamboçya’nın da bu rekabetçi çabaya katıldığını görüyoruz.
Bunun dışında Türk işadamlarının ve tekstilcilerin Mısır’da ve Ürdün’de fabrikalar açtıklarını da gözlemliyoruz. Mısır’da Endüstriyel Modernleşme konusunda güçlü girişimlerin yapıldığını ve dünyanın her yerinden maddi ve teknik destek temin ettiklerini gözlemliyoruz. Çevremizde, kuzey komşumuz Moldova’da faaliyet gösteren birçok Türk firması bulunmaktadır. Bu ülkelere ilaveten Romanya’da, Macaristan’da, Polonya’da, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da da güçlü rekabetçi kuruluşların her geçen gün isimlerini duyurduklarını biliyoruz.
Bu durum karşısında, Türkiye’nin rekabetçilik yolunda gösterdiği üstün gayreti daha da artırması ve bu çabayı Yeni Ürün Geliştirme konusunda da vermesi gerekmektedir. Yalın Enstitü Derneği olarak bu konuyla ilgili çeşitli düzeylerde eğitimler gerçekleştirerek sahip olduğumuz bilgi, beceri ve sistemleri her geçen gün geliştirmeye büyük önem vermekteyiz.
1989 yılında Berlin Duvarı ile beraber tüm dünyanın alışık olduğu iki kutuplu dünyanın yıkılması ile birlikte politika ve siyasette meydana gelen dönüşüm sonrasında ekonomide de önemli değişimler başladı. Gümrük duvarları ile korunmakta olan ulusal ekonomiler, uluslararası ticarete açılmak zorunluluğunda kaldılar.
Bu çerçevede Türkiye’nin 1.1.1996 yılında Avrupa Gümrük Birliği’ne girmesi ile ulusal ekonomimiz ve sanayimiz dünya rekabetine açıldı. Bu tarihten sonra başlayan Avrupa ve dünya rekabeti karşısında kalan Türk sanayisi, 2001 yılında yaşadığımız derin ekonomik kriz nedeniyle tam bir yol ayrımı ile karşılaştı. Kriz ile birlikte Türk halkının alım gücü önemli ölçüde düşmüş, şirketlerin kârları yok olmuştu. Bu ortamda yapılacak tek şey ihracata yönelmekti. Nitekim Türk sanayisi hızla bu yola döndü ve çok kısa bir sürede dış ihracat gelirini 84 milyar dolar’a çıkardı. Kendi içinde çok önemli olan bu rakamı, Kore’nin Samsung firmasının tek başına gerçekleştirdiği 55 milyar dolar ile karşılaştırdığımızda önümüzdeki yılların ihracat hedefinin asgari 150 milyar dolar olması, takiben 250 milyar dolar’ı zorlaması gerekmektedir.
Yazımızın başında Vietnam’dan ve diğer ülkelerin ihracat çabalarından bahsettik. Dünyada artan rekabeti göz önünde bulundurursak; tek önceliğimizin, ulusal hedefimizin ihracat, daha fazla ihracat olması gerekmektedir. Gözümüzü, kulağımızı, aklımızı ve gönlümüzü ihracat hedefine odaklandırmamız ve tüm dikkatimizi bu odaktan ayırmamaya vermemiz gerekmektedir.
Son 10 yılda sürdürdüğümüz olağanüstü çaba ile fabrikalarımız dünyanın en başarılı üretimde mükemmellik merkezleri haline dönüşmüştür veya dönüşme yolunda önemli mesafeler kazanmaktadır. Özellikle son 5 yıldan bu yana Yalın Yönetim ve Yalın Üretim ülkemizde önemli mesafeler kat etmiştir. Birçok kuruluşumuz, fabrikamız dünya çapında performans hedeflerine ulaşmaktadır.
Endüstri Meslek Lisesi mezunu çalışanları, Meslek Yüksek Okulu ve Önlisans mezunu teknisyenleri, mühendisleri ve yöneticileri dünya standartlarında üretim yapma yetkinliğini elde etmişler ve fabrikalarında dünya çapında olma konusunda yeni hedeflere doğru koşmaktadırlar.
Endüstrimizdeki bu dönüşümü göz ardı etmemek, teşvik etmek ve anlamlı şekilde de destek olmak herkes için milli görevdir.
Umarız, 2007 yılında yeniden istikrarsızlıklarla karşılaşmayız, ihracatın öncelikli var oluş mücadelemiz olduğunu unutmayız.
Bu vesile ile web sitemizi inceleyen sizlerin Kurban Bayramı’nı ve Yeni Yılını içtenlikle kutlar, 2007 yılının hepimize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini temenni ederiz.
Saygılarımızla,
Yalçın İpbüken