Yalın Üretim Metodolojisi
9 Kasım 2002 2002-11-09 12:24Yalın Üretim Metodolojisi
Yalın Üretim Metodolojisi
Halen insanlığın bugüne kadar geliştirdiği en çağdaş üretim sistemlerinden biri olan Yalın Üretim Metodolojisi, köklerini 1900’lü yılların başında Henry Ford’un önderliğinde ortaya çıkan “İlerleyen Montaj Hattı Yaklaşımı”ndan ve yine aynı tarihlerde geliştirilen “Deming Döngüsü”nden almıştır. Bu yönüyle bakıldığında, doğudan çıkarak batıyı etkilediği düşünülen Yalın Üretim Metodolojisinin aslında köklerini batıdan aldığını vurgulamak yanlış olmayacaktır.
2.Dünya Savaşı’nın hemen ardından General McArthur’un Japonya’yı yeniden yapılandırmak amacı ile atanmasını izleyen süreçte, diğer birçok Japon firması arasından Amerika’ya incelemeler yapmak amacı ile Toyota temsilcileri de gönderilmiştir. Bu temsilciler; dönemin sektör devleri olan Ford ve GM’de yaptıkları incelemeleri, kendi şirket birikimlerini, Japon otomotiv sektörünün dinamiklerini (düşük adetlerde ve yüksek değişkenlik gösteren talep yapısı) ve Deming’in çalışmalarını daha da ilerleten Ishikawa’nın öğretilerini bir araya getirerek 15–20 yılda kendi yöntemlerini oluşturmuşlardır.
Bu yaklaşımın oluşturulmaya başladığı 50’li yıllarda Japon otomotiv şirketlerinin genel durumu Amerikan devleri ile kıyaslandığında her açıdan yaklaşık 10 kat daha kötü durumda iken, kendi üretim yöntemi ile Toyota, 70’li yılların başlarına gelindiğinde durumu tersine çevirmeyi başarmış ve bu yıllarda tüm dünyada etkisini hissettiren 1973 Petrol Krizi’nden nerede ise hiç etkilenmeden kârlılığını koruyabilmiştir.
Etkinliğinin, doğal yöntemler ile acımasız bir şekilde sınandığı bu dönemde başarısını kanıtlayan Yalın Üretim Metodolojisi’ne tüm dünya ilgi duymaya başlamış ve çoğu firma bu tekniği daha yakından incelemiştir.
Bugün, tekniği yaratan Toyota’nın dışında birçok değişik ölçekli firmada Yalın Üretim Metodolojisi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Zaten her gün biraz daha fazla acımasız olan rekabet koşulları bu tekniğin uygulanmasını firmalara dikte etmektedir.
Yalın üretimin başlangıç adımları Jidoka, Süpermarket Prensibi’nden esinlenerek Toyota tarafından oluşturulan Kanban ve İlerleyen Montaj Hattı Prensibi’nden esinlenerek Toyota tarafından oluşturulan Devamlı Akış-Hücresel Üretim uygulamalarıdır. Bu serüvende ikincil adım ise birinci adımın üstüne inşa edilen VSM, 5S, JIT-Tam Zamanlı Üretim, Poka-Yoke ve SMED uygulamalarıdır.
Daha sonra, ikincil adımlarını TPM-Toplam Üretken Bakım, Heijunka-Dengeli Üretim ve Kaizen-Sürekli İyileştirmeden oluşan üçüncül adımlar ile uygulama tamamlanmış olur. Objektif açıdan değerlendirildiğinde, müşteri siparişinin alınmasından sevkiyatın yapılmasına kadar olan proseslerin genelde işleme, taşıma, bekleme, tamir, set-up, üretim, paketleme, stok, kontrol/muayene gibi faaliyetlerin çeşitli birleşimlerinden oluştuğu düşünülürse bu süreçteki tüm faaliyetlerin yaklaşık yüzde 95’i sürece hiç değer katmayan israflardan oluşmaktadır. Diğer bir deyişle, bir üretim sürecinde genel olarak tüm faaliyetler 2 ana başlık altında özetlenebilir.
Değer Katan Faaliyet
Ürünün formu, üretim fonksiyonu veya servis seviyesini değiştiren veya iyileştiren tüm faaliyetlerdir-Bunlar müşterilerin bedelini üstlenmeye razı oldukları faaliyetlerdir.
Değer Katmayan Faaliyet
Ürünün formu, üretim fonksiyonu veya servis seviyesini değiştirmeyen veya iyileştirmeyen tüm faaliyetlerdir-Bu faaliyetler, mümkün olduğunca elimine edilmeli, basitleştirilmeli, azaltılmalı veya birleştirilmelidir. Dolayısıyla, Yalın Üretim uygulayan bir şirkette tüm israfın azaltılması en temel hedeflerden biridir.
Yalın Üretim’e ait yukarıda kullanılan terminolojinin detaylarına bu yazı çerçevesinde konuyu çok fazla dağıtmamak adına girilmese de genel olarak hiçbirinin birbirinden ayrı düşünülmemesi ve Yalın Üretim uygulamak isteyen firmaların bu adımları bütünleşik olarak uygulaması gerektiğini hemen bu noktada belirtmek yerinde olacaktır.
Peki, Niye Yalın Üretim?
Bütün yukarıda yazılan teknik başlıkları hepimiz az çok biliyor ve firmalarımızda çeşitli boyutlarda uygulamaya çalışıyoruz. Ayrıca, bu bilgilere ulaşmak özellikle günümüz iletişim ortamında hiç de zor değildir. Senelerdir üzerinde kitaplar yazılan, üniversitelerde kürsüleri kurulan ve çok çeşitli seminer ve eğitime konu olan Yalın Üretim’in neden üzerinde bu kadar çok durulmasına rağmen halen uygulama zorlukları yaşanmaktadır?
Yalın Üretim ne istendiği zaman raftan alınacak bir mal, ne bir bilgisayar programı, ne de hazır alınıp uygulanacak bir servis hizmeti değildir. Bence Yalın Üretim, çok değişkeni olan bir felsefe, bir yöntemdir ve asla sadece üretim alanı için geçerli olarak düşünülmemesi gereken işletmenin her alanında uygulanacak bir yöntemdir.
Bütün incelik, uygulama dinamiğini çok iyi belirleyebilmektedir. Bu dinamik, uygulamanın yapılacağı yerin (bu yer bir işletme, ofis olabilir) içyapısında ve onu çevreleyen dış yapısında (lokasyon, kültür, sosyal çevre) oluşur. İşte bu koşulları işin başında çok iyi tespit etmek ve bunları da dikkate alarak eylem planlarını oluşturmak gerekir. Sadece teknik konulara odaklanıp diğer boyutları dışlamak bizi arzulanan sonuca götürmeyecektir.
Aynı ülkelerde farklı şirketlerde, farklı şehirlerde ve hatta aynı şehirde farklı yörelerde uygulama yöntemleri değişebileceği gibi, Yalın Üretim uygulamalarından farklı sonuçlar ve uygulamaya farklı tepkilerin de alındığı gözlemlenmiştir. Bu açıdan düşünüldüğünde, Yalın Üretim konseptinin sağlıklı olarak uygulanabilmesi için ön şartlardan en temeli de firmaların üst yönetim seviyelerinden başlamak üzere topyekun bu köklü değişime hevesli olmak ve söz konusu kadroların yıllanmış alışkanlıklarını radikal bir şekilde değiştirecek esnekliğe ve kültür yapısına sahip olmak ve bunun için gerekli kaynak temini sağlamaktadır.
Her ne kadar batı temelli üretim-yönetim araçlarından esinlenmiş olsa da Yalın Üretim Felsefesi’nin Toyota’daki uygulama başarısı, bu teknik araçların diğerleri ile beraber kültürel sinerjisinin sonucudur. Yalın Üretim Metodolojisi aslında hem teknik hem de sosyal (insani, kültürel) yönü olan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma sadece teknik yönü ile bakarak sosyal boyutunu göz ardı etmek uygulamada başarısızlıklara neden olacaktır.
Diğer yandan, Yalın Üretimi uygulamak firmalar açısından kısa zamanda olumlu sonuçlar doğurmayacak fakat etkisini orta ve uzun vadede mutlaka gösterecektir. Aynı şekilde, yalın üretim firmalara daha kısa zamanda, daha değişken ve daha çok ürünü daha düşük maliyetler ile üretme imkânı verecektir; fakat firmaların kârlılıkla devam ettirebilmesi veya arttırabilmeleri için Yalın Üretim’e paralel olarak tabi ki etkin yönetim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulacaktır. Aksi takdirde, zaten Yalın Üretim uygulayan her firma aynı kârlılık seviyelerinde çalışıyor olurdu.
Yalın Üretim Konseptinin tamamlayıcısı olarak firmalar, belli bir olgunluğa eriştiklerinde mutlaka Yalın Lojistik, Yalın Satınalma, Yalın Maliyetleme gibi yaklaşımları da uygulamak ihtiyacı içine girmekte ve bu yaklaşımın etkinliğini bu şekilde çoklama imkânı bulmaktadırlar.
Saygılarımla,
Zafer Uran Zaman
Yazaki Otomotiv Genel Müdürü