Yol Ayrımında Liderlik
1 Mart 2002 2002-03-01 16:59Yol Ayrımında Liderlik
Yol Ayrımında Liderlik
Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.- M. Kemal Atatürk-
Türkiye tarihinin en büyük bunalımlarından birini yaşamaktadır. Ülkemizin bu durumdan çıkabilmesi yurttaşlar olarak hepimizin kendine düşeni fazlasıyla yapmasına bağlıdır. Ülkemizin ilkeli liderlere her zamankinden daha fazla ihtiyacı bulunmaktadır. Bu liderlik yalnız örgütün, kurumların, şirketlerin başında aranmayıp her seviyesinde ve yerinde aranmaktadır.
Lider, liderlik rolünde olan kişi, rolün karakteri icabı gelecekle ve geleceğin yönetimiyle sıkı sıkıya ilişkilidir. Yöneticilikten en büyük farkı da geleceğe ait becerilerinin çok gelişmiş olmasıdır. Lider özellikle iyi kararlar verebilmeli, liderlik ortamının tüm gereksinimlerine cevap verebilecek ehliyette olmalı, kararlarının kalitesi çok yüksek olmalı, konuları derinlemesine görebilmeli ve anlayabilmelidir. Lideri diğerlerinden ayıran en önemli özelliği “zamanında karar alabilmesidir”. Olayların netleşmesini beklemez, zamanı hisseder. Onun için basit bir indikasyon bile yeterlidir. Liderin problem çözme kabiliyeti çok yüksek olmalıdır. Bunu yapabilmesi için liderin zihinsel kabiliyeti yüksek olmalıdır.
Lider, değişimi yönetebilecek, yönlendirebilecek becerilere sahip olmalı, esnek olmalı, olayları karşılamada yüksek esnekliğe sahip olmalı, boşlukta veya muğlak ortamda hareket etmekte sıkıntı çekmemeli, zaman zaman sis içinde doğru yolu bulacak yetenekte olmalıdır. Lider, büyük sarmallarla baş edebilecek ruhsal, duygusal, zihinsel ve fiziksel yetkinliklere sahip olmalıdır. Değişimin karakteri itibariyle stresi kaldırabilmeli, stres karşısında sükuneti koruyabilmelidir. Değişim karşısında sorunları çözebilecek becerileri göstermelidir.
Lider, yüksek enerji sahibi olmalıdır. Lideri, uzmanlardan, entellektüellerden ayıran en önemli özelliği aksiyon kabiliyetidir. Aksiyon içinde olma, sonuç alma kabiliyetidir. “İstenilen sonuçları elde etmesi” beklenmektedir. Liderin başarısı bu sonuçları elde etmesinden kaynaklanır. “İstenilen işi, sonucu elde etme becerisi gösterir” ifadesi çok önem taşır. Bu özelliğiyle örgütün diğer insanlarından ayrılır. Gerçek lider “dayanıklıdır”, zorluklar karşısında yılmaz, popüler davranışlar sergilemez, adeta akıllı bir inatçılık sergiler. Kendisi tabiri caizse uzun bir maraton koşucusudur. Herkesin göze alamadığı mesafeleri, süreleri göze alır. Bu karakteriyle adeta dalgaya karşı çıkar. Lider, gerektiğinde yalnız kalsa bile ayakta kalmasını, mücadelesine devam etmesini bilir. Sorumluluğu tek başına üstlenir.
Liderlik ile cesaret adeta birbirini tamamlayan bir madalyonun iki yüzü gibidir. Lider olan kişi sıkıntıyla, problemle başa çıkmaktan korkmaz, üstlendiği görevin gereklerini ne pahasına olursa olsun yerine getirir. Liderde kumanda etme, yönlendirme kabiliyeti çok gelişmiştir. Bu kabiliyetler durumsaldır. Değişik ortamlarda, değişik kişilere karşı beceriyle durumsal liderlik sergiler. Adeta üstlendiği görevin, yükünün ağırlığını omuzlarında başarıyla taşır. Kendine bağlı kadroları ve kişileri başarıyla yönlendirir, yönetir. Yönetimsel cesareti yüksektir. Zamanı geldiğinde popüler olmayan, acı ama örgüt için gerekli olan insanla ilgili kararları almaktan çekinmez. Seçme ve yerleştirme zamanı geldiğinde uzaklaştırma eğlemini, örgütün gerekleri uğruna kişisel sorunlar yaratsa bile yerine getirir. İnsanları değerlendirmede üstün yetenek sergiler. Esasında mutabık kalınan sonuçları örgütün insanları vasıtasıyla elde etme becerisini kullanır. Dolayısıyla kişilerarası ilişkilerinde üstün yeteneklere sahip olmalıdır. Kolaylıkla kendisine erişilebilir, karşısındakilerin yerine kendini koyabilecek kadar empatiktir. İnsanları örgüt amaçlarına yönlendirmekte, motive etmekte maharet sahibidir. Herşeyden önce kendini çok iyi tanır, kendi becerilerini, eksikliklerini, kendini motive eden şeyleri çok iyi bilir, kendisiyle ilgili özellikleri bilir, realisttir, kendi özellikleriyle karşılaşmaktan çekinmez.
Liderde öncelikle güvenilirlik ve ilkeli karakter aranır. Kişisel, ahlaki değer ve tutumları ile etrafa, örgütüne ve ilişkide bulunduğu herkese güç aşılar ve bu karakteriyle herkese bir örnektir. Karakteri itibariyle bir iletişim ustasıdır. İlişkilerinde açık ve şeffaftır. Gizlisi, saklısı yoktur. Kendisiyle dahi mizah yapmaktan hoşlanır, kendisiyle de zaman zaman dalga geçebilir. Dinleme kabiliyeti üstündür, bu karakteriyle grupları ve kişileri anlamada üstün becerilere sahiptir.
Liderin diğer bir özelliği de iyi bir yönetici olmasıdır. İyi bir lider aynı zamanda iyi bir yönetici olmalıdır. Günlük işleri de gelecek kadar iyi yönetebilmelidir. Lider, ufka bakarken günü kaçırmaz. Örgütün ve kendisinin ana işine odaklanır. Kendisinin, örgütün ve müşterilerinin kim olduklarını, kendinden neler beklendiğini bilir. Öncelikleri bu çerçevede belirler ve örgütün zaman yönetimini maharetle yönetir. Çevresindekileri ve örgütü genişletmekte ustadır. Bu özelliğiyle üstlendiği işin sonuçlarını en iyi şekilde elde ederken, kendisinin altındaki kişilerin sorumluluğu ve gelişimiyle ilgilidir. İş sonuçları almak ve kendisine tahsis edilen kişi ve kaynakları genişletmek en önemli özellikleri arasındadır. Organize olmaya, planlama yapmaya ve zaman yönetimine önem verir. Lider, iş sonuçlarını elde edebilmek için iş süreçlerine ihtiyaç olduğunu bilir ve akışları çok iyi anlar, maharetle yönetir, yönetimi sağlar. Lider, insan örgütlerinin organik-yaşayan varlıklar olduğunun bilinci içerisinde bir sistem düşüncesi ve disipliniyle hareket eder. İnsan örgütlerini bir makine gibi değil yaşayan bir varlık gibi düşünür. Yaşatmak istediği örgüt katı, hiyerarşik ve fonksiyonellikten uzak, örgütün kimliğini ve kişiliğini her an muhafaza edecek yapıya sahiptir. Aynı zamanda çevreye en iyi uyumu sağlayacak şekilde esnekliğini muhafaza eder. Çevresiyle bir akışkanlık (akış) mevcuttur.
Günümüzün lideri bu akış kavramını çok iyi anlar. 21. yüzyıl Türkiye’ sinde lider, içinde bulunduğu tarihi, coğrafi ve sosyal şartları kendisinin sorumlu olduğu işler gibi takip eder ve Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunun bilinci içerisinde hareket eder. İpbüken Danışmanlık’ın üstlendiği “Yol Ayrımında” Liderlik Projesi ise bu durumun bilincinde olmak ve bu çerçevede liderlik becerilerini geliştirmek amacıyla kapsamlı ve özgün bir model önerisinde bulunmaktadır. Çünkü Türkiye zaman olarak, Doğu-Batı arasındaki stratejik mekan ve diğer zorlu ülke koşulları itibariyle bir yol ayrımındadır.
Yalçın İpbüken
Önce Kalite Dergisi
{Mart 2002}