Mobilya Sektöründe Yalın Üretim Modeli
25 Temmuz 2013 2013-07-25 11:47Mobilya Sektöründe Yalın Üretim Modeli
Mobilya Sektöründe Yalın Üretim Modeli
Yalın Üretim en basit haliyle hammaddenin fabrikaya girişinden müşterinin eline nihai ürün olarak ulaşana kadar geçen süreçlerdeki temel 7 israfa odaklanarak bunları yok eden veya minimuma indirmeye çalışan yönetim modelidir. Kökenleri Toyota Üretim Sistemi’ne dayanan Yalın Düşünce 1990’lı yıllarda dünyada yaygınlaşmaya başlamış, Türkiye’de ise 2000’li yıllarda aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk uygulamalarını otomotiv ana üreticilerinde gördüğümüz Yalın Düşünce daha sonraları otomotiv yan sanayisine sıçramış, ardından üretimde tekstil, demir-çelik, kimya, tarım, mobilya alanlarında, hizmet sektöründe ise hastane ve bankalarda kendini göstermiştir.
Mobilya Endüstrisinde Yalın Üretim, ülkemizde son 5 yıldır uygulanan bir yöntem olmakla birlikte bu uygulamaları genellikle büyük ölçekli firmalarda görmekteyiz. KOBİ’ler bazında ise kümelenme çalışmaları kapsamında son dönemlerde eğitimleri alınmaya başlanmıştır. Ancak toplam mal ihracatımızın % 0,9 ’unu karşılayan mobilya sektörünün dünya ihracatından daha fazla pay alabilmesi ve karlılığını arttırması için üretim ve yönetimde Yalın Düşünceyi daha fazla benimsemelidir.
Mobilya sektöründe çalıştığımız şirketler ve iş yapış tarzları incelendiğinde karşılaştıkları temel problemlerin,
- Üretimi yönetememekten kaynaklı maliyet artışları
- Kalifiye eleman bulamamak, mevcut kalifiye elemanların elde tutulamaması
- Hammadde ihtiyacının bazı dönemlerde karşılanamaması
- Tasarım yapamamak ve en önemlisi markalaşamamak
olduğu görünmektedir.
Altyapı Ve Üretim
Teknolojik altyapı olarak ise yeterli kaynağa sahip oldukları gözlenmiştir. Firmalar sürdürülebilir büyümeyi yakalamak için, şirketlerinin yönetim sistemlerini ve günlük operasyonlarını Yalın Üretim araçlarını kullanarak dünya standartlarına çekmelidirler. Bu şekilde şirketlerimiz günlük üretim (hat) faaliyetlerini otonom bir şekilde gerçekleştirirken, yönetim kademesi ise politikalarının tüm şirkete yayılmasından (hoshin kanri) ve iş geliştirmeden sorumlu olmadırlar.
Yalın’ı benimseyen firmalar depolarında en az miktarda ürün fazlası, üretimde sıfır hata, ilk seferde doğru kalite, ihtiyaca göre tam zamanında üretim ve sürekli iyileştirme anlayışı ile ciddi kazançlar elde etmişlerdir. Mobilya endüstrisine geçmişten miras kalan yüksek parti büyüklükleri ile üretim yapma alışkanlığı üretim sahasında kaos yaratmakta ve mobilya değer zincirinde bitmiş ürün ve ara ürün stok miktarını arttırmaktadır. Böylece üretim akış süreleri uzamakta, müşteri taleplerine karşı esneklik kaybedilmekte ve proseslerde zaman içinde iş yükü dengesizliği oluşmaktadır.
Malzeme Ve Stoklama
Firmalar mobilya üretiminde kullandıkları MDF, sunta gibi malzemelerin fiyatlarındaki değişkenlikten yakınırken bu değişkenliklerle başa çıkmak için yüksek adetlerde hammadde stoğu tutmakta, satın alma politikalarında gereğinden fazla tedbirli davranmaktadırlar. Bu da üretim tesislerinin bir malzeme ambarına dönüşmesine neden olmaktadır. Satın alma ve üretim planlamanın Yalın Düşüncenin en önemli prensiplerinden olan çekme sistemine göre işletilmesiyle üretim, müşterinin ihtiyacı ile senkronize edilmekte ve tesis fazla stoklarından yavaş yavaş kurtulmaktadır. Ancak burada stok seviyelerini aşağı çekerken dikkat edilmesi gereken bazı parametreler vardır. Sistem içinde makinaların kararlılıklarının yüksek olması en önemli gerekliliklerden biridir. Düşük OEE (overall equipment effectiveness) oranları, yüksek duruş oranları, set-up kayıpları bu parametrelerden bazılarıdır. Set-up sürelerinde yapılan iyileştirmeler sonucunda üretim parti büyüklükleri azaltılırken şirketin talep değişkenliklerine olan esnekliği de artmış olur.
İşgücü
Mobilya gibi makina ve işgücünün hemen hemen eşit dağıldığı endüstrilerden makine kararlılığı kadar işgücü kararlılığı ve memnuniyeti de diğer önemli bir parametredir. Yalın Düşüncenin temel prensiplerinden bir olan insana saygı ve insanın gelişimi ön planda tutularak çalışanlar aldıkları eğitimlerle kendilerini geliştirme fırsatı elde ederken, iş memnuniyetlerinde önemli artışlar meydana gelmiştir. Üretimdeki her bir israf noktası özellikle mavi ve beyaz yaka çalışanları için birer kaizen konusu olmuş ve yapılan kaizen aktivitelerinin sayısında önemli artışlar olmuştur.
Öyle ki Üretim akış süresinde % 60, üretkenlikte %40 iyileşmeler meydana gelirken, hata sayısında %70, stok seviyelerinde %60, alan kullanımlarında %50 ve iş kazalarında %50’ye varan azalmalar meydan gelmiştir.
Üst ve orta yönetim kademesinde verilen eğitimler ile şirketin “gerçek kuzey”i belirlenmiş, buna ulaşmak için her çalışanın –üst kademeden alta doğru- temel performans göstergeleri bazında hedefleri tanımlanmıştır. Bu hedefe ulaşmak için mevcut durum ve gelecek durum analizleriyle aradaki farklar belirlenmiş ve aradaki sorun noktaları temel problem çözme teknikleri ile sistematik olarak giderilmiştir. Tüm bu aktivitelerin raporlanmasında “A3 raporlama tekniği” şirket içi iletişim aracı olarak kullanılmıştır.
Sonuç
%99’unu KOBİ’lerin oluşturduğu mobilya sektöründe Yalın Üretim gerçek bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Bu konuda mevcut devlet destekleri ve kümelenme projeleri KOBİ’lerimiz için büyük bir fırsattır; kümelenme projeleri ile bir araya gelerek birlikte rekabet güçlerini arttırmalı, oluşturacakları bölgesel markalar ile mobilyadaki katma değer oranını yükseltmeyi hedeflemelidirler.
Mobilya Şirketlerimiz ülkemizin gelecek vizyonu doğrultusunda üretimden, satış ve pazarlamaya, tedarik zincirinden, insan kaynaklarına kadar tüm kademelerde iş yapış tarzlarını Yalın Düşünce prensipleriyle uyumlu hale getirip, kapasitelerini ve karlılıklarını arttırarak dünyada daha fazla söz sahibi olmalıdırlar. Bunun için fırsat vardır.
Eren Artar
Comment (1)
Sanan Mammadov
Kayzen ilə bağlı tüm bilgiler