Toyota'nın Karşılaştığı Geri Çağırma Krizi

Toyota Motorlu Araçlar Üretim ve Dağıtım ve Satış Şirketinin Ağustos 2009 tarihinde karşılaştığı Gaz Pedalı Takılma problemi ve sonrasında başta Amerika Birleşik Devletlerinde Toyota aleyhine  büyük bir  kampanya’ya sebep olan problem ve Toyota’nın tüm bu kriz sırasında gerçekleştirdiği tutum bir çok okurumuzun ve Yalın Düşünce uygulayıcısının sorularına sebep olmuştu. Bu soruların bir kısmı da bizlere yöneltilmişti. Soru haklı olarak, “Toyota’yı bu kadar beğeniyor ve öne çıkarıyorsunuz ama böyle bir durumla karşılaşan Toyota’nın hakikaten bu kadar övgüye layık olması doğru mu?” Diye soruyorlardı. Amerika Birleşik Devletleri Parlamentosunun özel oturumuna dahi sebep olan, Amerika Birleşik Devletleri National High Transportation Authority tarafından da şiddetle tenkid edilmişti.
Yukarıdaki tenkid ve şikayetleri derinlemesine gitmek, Toyota’nın tüm elektronik eksikliklerini tam manası ile araştırabilmek için NASA  Engineering & Safety Center  devreye sokuldu. NASA 10 ay müddetle Amerika’nın en yetkin Mühendis ve Uzmanlarına inceletti  ve 8 Şubat 2011 tarihinde raporunu açıkladı. LEİ Lean Enterprise İnstitute başkanı John Shook 17 Şubat 2011 tarihli bir e-mektup yayınladı, yazısının ekinde amerika’da yayınlanmış yazıları da kendi yazısına ekledi.
John Shook’un bu yazısını ve Jeff Liker’in Harvard Business Review Blog’unda yayınlanan  11 Şubat 2011 tarihli yazısını da bu yazımızın ekine koyuyoruz.
NASA’10 ay boyunca yaptığı 1.5 milyon dolara mal olan derinlemesine araştırmada Toyota’nın teknik ve elektronik olarak hatası olmadığını;  kısmen kullanıcıdan doğan kısmen de arızanın ilk gittiği Servis Müdürünün konuyu yanlış ele almasından doğduğu tesbit etti ve raporunu yayınladı. Bu olayın Toyota’ya büyük yük getirmesine rağmen Toyota’nın bu olaydan yeterli dersi çıkardığını; krizin en üst noktasında bile Toyota çalışanlarının ve Yöneticilerin kimseyi kusurulu ve kabahatli görmeyip her bir kişinin kendini yeteri derecede gereğini yapmamış olarak nitelemesi ve düzeltici önlemleri almaya çalışmaları,  Toyota’yı yakından takip eden bizlerin beklentilerini doğrulamaktadır.
Toyota’nın bu krizden daha da güçlenerek ve öğrenerek çıktığına inanıyoruz. Dileğimiz her birimizin ve her şirketimizin karşılaştığı veya karşılaşacağı zorluklara, problemlere Toyota gibi karşılık vermesi; çalışanların ve Yöneticilerin diğerlerini, birbirlerini şuçlamak yerine kendisini sorumlu tutması, kendini sorgulaması, yeterli dersleri tevazu içinde çıkartması, bunları diğer çalışanlar ve yöneticiler ile paylaşmaktan çekinmemesi ve herkesin aynı şefaflık ve özveri içinde konulara, sorunlara ve problemlere yaklaşmasıdır. Problemlerin saklanması yerine Problemlerin ne kadar üzcü olmasına rağmen masaya yatırılması, irdelenmesi, kimseyi suçlamadan, cezalandırmadan düzeltici önlemlerin alınmasıdır.