Tarıma Yalın Bakış
Tarıma Yalın Bakış
Yazar: Hakan Akgül; Danışman ve Yalın Enstitü YK Üyesi
Tarım sektörünün önemi her geçen gün artıyor.
Büyük tarım işletmelerinin (kendi arazileri ve anlaşmalı çiftçileri), köydeki çiftçimizin hatta hobi bahçesiyle uğraşanların, daha iyi sonuçları daha uygun maliyetle elde edebilmesi için yapabileceği pek çok şey olduğunu düşünüyor, Yalın Uygulamaların tarımı etkileyeceğini ve değer katacağını öngörüyoruz.
Tarla ekimi, seracılık, meyvecilik, bağcılık çok farketmiyor, ortalama tarım kültürünün geleneksel ve muhafazakar olduğunu biliyoruz. Geçmişte, tarım sektörüne makine üretip satan bir şirketin çeşitli kademelerinde çalıştım. Köylerde dolaştım, kahvelerde, tarlalarda çiftçilerle sohbet ettim, bazı bölgelerin önde gelen çiftçilerini tanıdım ve işletmelerini inceledim.
Bu tecrübenin ardından diyebilirim ki, sektörde verimlilik ve etkinlik hala olması gereken seviyenin altında, yeterince önemsenmiyor, yalnızca sonuç odaklı bir bakış açısı var. Hasat zamanı “kaç dönümden kaç ton/kasa ürün aldık?” sorusunun cevabına bakıyor, devlet desteklerini gözetiyor, önceki dönemle ve yan komşunun rakamlarıyla kıyaslıyoruz. Bu makalede devlet destekleri kapsam dışıdır.
Ve eğer sonuç zayıfsa, “güneş yetersizdi, tozuşma olmadı, çok böcek vardı, zararlı otlar bastı, mevsimlik işçiler ancak bu kadar yapıyor, devlet zaten…” benzeri yorumlara “sığınmak” iyileştirmenin önünü tıkıyor ve gerçek sebeplere ulaşamıyoruz. Muhakkak iklim şartları önemlidir ancak başarılı sonucun tek girdisi değildir. Sonuç odağıyla beraber süreç odaklı bir yönetim tarzını çok nadir görüyoruz.
Bilinçli çiftçiler ya da tarım işletmelerinin uygulamalarının ise genellikle şu kapsamda olduğunu anlıyoruz;
- uydu/drone ile ürün takibi yapıyoruz ve verimi arttırdık,
- tohumlamada/hasatta yeni makine aldık israfı azalttık,
- daha verimli/dayanıklı yeni bir tohum deniyoruz,
- damla sulamayla ilaç/gübreyi de veriyoruz ve işçilik azaldı,
- daha kuvvetli bir ilaç bulduk ve böcek/zararlı ot kalmadı,
- bu sene tarlaya kadar su kanalı geldi,
- …
Bu çabalar, yönetim sistemi (günlük, birimler arası, stratejik) kurmak ya da iyileştirmekten çok teknolojik gelişmelere odaklanmış durumda! Bir de devlet desteklerine tabi…
Teknolojik gelişimi takip etmek ve devreye almak muhakkak ki gerekli, ancak “amaç ile araç karıştırılmadan, ihtiyacınız olduğu kadar ve ihtiyacınız olduğu zaman” olmalı, diyoruz… Sanayi sektörleri de dahil olmak üzere, biz, bu detaylarda şirketlerin, insanların kafalarının karışık olduğunu, ikilemler yaşadıklarını ve bazen gereksiz maliyetlere girdiklerini görüyoruz.
Öte yandan, tüm sektörlerde geçerli olduğu üzere, tarımda da, ürünün fiyatını belirleme lüksümüz yok. O sebeple kârımız tümüyle maliyete bağlıdır.
Maliyeti yönetmek, doğru bir yönetim sistemi kurmaktan geçiyor. Başarılı tarım işletmesi/şirket maliyetini yönetebilendir. O zaman yapacak çok şey var!
Daha başarılı olmak için, şu başlıkları öncelikle ele almakta fayda görüyoruz: “maliyet yapısı (ilaç, tohum, işçilik, gübre,…), tohumdan hasata ve depoya kadar tüm süreç adımlarıyla ilgili performans göstergelerinin takibi, zamanlamalar (sulama, ilaçlama, ayıklama,…), makine kullanılabilirliği ve performansı, setup ve ayar süreleri, problemlerin bilimsel metotla çözümü, her sene daha iddialı hedefleri yakalama çabası, çalışanların gelişimi, işlerin standartlaştırılması, …”
Tarım işleri mevsiminde başlayıp kabaca sırasıyla şu adımları izliyor; bunlar ayrıca operasyon süreç adımlarıdır: satın alma, toprak hazırlığı, tohumlama, ilaçlama, zararlı ot ve haşere kontrolü, hasat, depolama/sevkiyat, tahsilat
Her bir adım için, yönetim sisteminin günlük yönetim alt başlığında şu faaliyetler üzerine düşünmek ve bunları uygulamaya geçirmek gerekiyor:
- her bir adımda yapılan işlerin netleştirilmesi, tanımlanması, standartlaştırılması,
- bu işler için günlük, haftalık ve sezonluk hedeflerin konulması,
- günlük hatta saatlik olarak gidişatın/hedeften sapmaların panolarda takibini yapmak,
- sapmaları/problemleri kahya/formene paslamadan önce sapmanın olduğu/problemin çıktığı yerde çalışanları bunları çözebilir hale getirmek,
- günlük işin yönetiminin sahadaki organizasyonel yapısını değiştirmek,
- günlük ayak üstü toplantılar,
- çalışanları çoklu becerili hale getirmek,
- her bir çalışanın aynı işi, aynı kalite ve sürede yapmasını sağlamak,
- her bir makineyi her gün en üst performans ile kullanılabilir halde tutmak,
- yardımcı malzemelerin stok ve sipariş yönetim takibini yapmak,
- anlaşmalı çiftçilerin gelişimi, takibi,
- kalıcı kadroları geliştirmek, her seviyede lider yetiştirmek, liderlik tarzını değiştirmek,
- kalıcı kadroların iş yapma kültürünü yalın uygulamalarla dönüştürmek,
Geriye kalıyor PUKÖ döngüsünü sürekli çevirmek!
Daha büyük tarım işletmelerinde, organizasyonel yapıda çeşitli birimler mevcut. Onlar, birimler arası yönetimle ilgili metot ve uygulamaları (müşteri temposuna göre adımlar arası çekme, akış, market sistemleri kurgulamak, adımlar arası yığınları küçültmek ve beklemeleri en aza indirmek, akışı hızlandırmak,…) hayata geçirmeliler. Bu detaya bu makalede girmedik.
Bu uygulamalarla dönüm/sera/m2/ağaç başına alınan ürün miktarını arttırmak, maliyetleri düşürmek ve devir hızını arttırmak mümkün.
Köylerde anlaşmalı çiftçilerle çalışan tarım işletmelerinin köy muhtarını ve köydeki öğretmeni de oyuna dahil etmesi faydalı olacaktır.
Diğer bir kritik ayrıntı, tohumdan sofraya olan uzuuuun değer zincirini ele almak, israfı, aşırı yüklemeyi, dalgalanmaları azaltarak soframıza daha taze ve çok daha uygun maliyetli ürünü getirebilmek.
Tedarikçisi çiftçi olan, anlaşmalı çiftçilik yaptıran, kendisi bizzat tarımla uğraşan işletmelerle birlikte yapabileceğimiz çok şeyler var.
Son cümle: her ne yaparsak yapalım, sabah bizi yataktan kaldıran bir amacımız ve hedeflerimiz olsun.
Bu makalede değinmedik ancak diğer bir önemli konu “ticari kentsel tarım” (urban farming) olup ilgilenenler şu makaleyi okuyabilirler: https://lean.org.tr/gelecek-ticari-kentsel-tarimda-mi-2/
Hakan Akgül
Danışman, YK Üyesi – yönetim sistemi, liderlik, strateji, satış ve inovasyon,