Üretimde Sürat Felaket Midir Yoksa Kurtuluş Mu?
14 Temmuz 2020 2022-05-13 16:47Üretimde Sürat Felaket Midir Yoksa Kurtuluş Mu?
Üretimde Sürat Felaket Midir Yoksa Kurtuluş Mu?
Yazar: Cevdet Özdoğan; Yalın Enstitü Başkan Yardımcısı, Usta Danışman
Covid sonrası dönemde en çok problem yaşanan süreçlerden biri de tedarik süreçleri oldu. Talep zaten azalmıştı ve canlanmanın başlamasıyla hemen hemen birçok sektörde eski yüksek hacimlerin yerine düzensiz ve küçük hacimli siparişler gelmeye başladı.

Toplamda bazı sektörlerde, şirketlerde talepler eski seviyelere gelmeye veya eski seviyelerin %60ları mertebesine gelmeye başlasa da çok önemli bir değişiklik göze çarpmaya başladı. Talepler düzensiz, önceden ön görülemez ve eski ya da mevcut termin süreleri kabul edilemez şekilde çabuk istenmeye başlandı.
Pandemi öncesi dönemde ama ucuz olsun da dünyanın neresinden gelirse gelsin derken, sırf maliyet için uzak doğudaki tekil üreticilere bağlanan, hatta gerekirse ucuz malın stokunu da tutabilirim diyen firmalar şimdi gerek termin süreleri gerekse de nakit açısından sıkıntılı günler yaşıyorlar. Müşteri talebini gerek tedarikçilerinin cevap verememesi gerekse de iç üretimlerindeki sürelerin uzun olması sebebiyle karşılayamıyorlar. Müşteri talebi olmasına karşın olmayan maldan daha pahalı ne olabilir ki? Maliyetin anlamı hızla değişiyor. Daha önce üretim sürecini yarıya azaltmanın maliyette hiç değişiklik, fayda yaratmayacağını söyleyen mali yöneticiler nasıl hesaplayacağımı bilemiyorum ama yaşamsal önemli diyorlar.
Bu durum bizlerin mevcut planlama, satın alma ve tedarik yöntemlerimizi, organizasyonlarımızı ve en önemlisi anlayışımızı ciddi olarak değiştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor ve anlamayanlara ya da kabul etmeyenlerin de zorla kollarını büküp değişmeye zorluyor.
Size bu durumun önemini ve değişimin hızını gösteren başka bir veri daha vereyim. Ben son 2-3 ayda yaptığım kadar tedarik zinciri süreçlerinde yapısal ve metotsal çalışmayı 3-4 sene de yapmamıştım.
Ürün konfigürasyonundan talep tahmin süreçlerine, üretim planlamadan tedarik planlamaya, tedarikçi seçiminden tedarikçi geliştirmeye, tedarik organizasyonlarından satın alma öncelik kriterlerine kadar ciddi olarak metot, süreç ve yetkinlik konularında değişiklikler ve gelişmeler gerekiyor.
Bu arada müşteri beklentilerine bakıldığında istisnasız olarak tedarik ve termin sürelerinde radikal kısalmalar bekleniyor. 1 adet dahi olsa müşteriye fazla satabilmek, müşterinin istediği adette ve istediği zamanda teslim edebilmek maliyetleri kesmekten daha önemli bir yaşam mücadelesi haline geliyor.
Dahası e-ticaretin daha çok ön plana çıkması üretim yöntemlerinde de farklı yöntemlerin kullanılmasını gerekli kılıyor. Örneğin yurtdışında çalıştığım çok büyük bir konfeksiyon üreticisinde yüksek adetler üreten uzun ve 15-20 kişinin oturarak çalıştığı bantlar yerine tüm üretim tarzının değiştiği 6-7 kişinin hareket ederek, dans eder gibi çalıştığı yeni hat üzenlerine geçilmesi gerekmektedir. Yada uzun bantlarda çalışan bir montaj tesisinde taleplerin 10-20 adetler şeklinde gelmesi durumunda ilk ürün banttan çıkmadan toplam adet bitmiş oluyordu. Bu durumlarda tamamen bant üretiminden çıkıp sürekli tek parça akışından taviz vermeden Chaku Chaku hatlara veya daha düşük adetlerde Yatai Hoshki gibi yaklaşımlara geçmek şart olmaktadır.
Bu noktada tedarikten üretime süreci inceleyerek müşteri talebinden teslimata kadar geçen süreyi kısaltmak yani Yalın üretim çalışmalarını sözde değil de gerçekten özde yapmak ve radikal olarak parti büyüklüklerinde maliyeti artırmadan küçülebilmek, üretim ve tedarik akış sürelerini çok büyük oranlarda kısaltmak rekabette fark yaratmanın yanı sıra işlerin tekrardan doğudan batıya dönüşü sırasında Türkiye’nin rekabetçi olmasını, burada tekrar “low cost” değil ama “best cost” ülke olarak ciddi oranlarda tedarik yapılanmasının önünü açacaktır.
Burada kendi ürününü tasarlayarak üreten firmalarda ürün gamını gözden geçirme yaklaşımlarından, ortak parça, sistem kullanımına kadar geçen sürecin müşterinin memnuniyeti etkilenmeden yalınlaşması ve “gereksiz farklılaşmaların” elimine edilmesi, sadeleşmesi gerekmektedir. Bunun için yalın ürün geliştirme çalışmaları çok önem arz etmektedir. Burada pazarlama, ürün yönetimi ve ürün geliştirme ekiplerinin yalın düşünce ile ortak çalışmaları sağlanmalıdır.
İlave olarak ürün geliştirme ve satın alma süreçlerinin eş zamanlı çalışabilir olacağı, kol kuvvetiyle pazarlık yapmadan maliyeti garanti etmeye yönelik yepyeni bir anlayışa geçmek şart görünmektedir. Bu durumlarda her bölümün kendi hedeflerine, önceliklerine odaklanması yerine şirketin önceliğine odaklandığı, birbiriyle hizalandığı bir Hoshin Kanri yaklaşımı çok daha kıymetli olabilmektedir.
Aynı şekilde tedarikçi seçim ve ilişkileri ile sürecin bütünsel bakılmasıyla ve tedarikçilerin de zorlukları ve engelleri dikkate alınarak toplam tedarik sürecinin kısaltılabileceği, tahminden teslimata sürecinin minimize edilmesi, çok şeyi stok tutmak değil akıllı stok ve tedarik süreçleri olacak şekilde yalın satın alma metotları çok önem taşımaktadır.
Aynı şekilde hep söyleye geldiğimiz üretim değer akış sürelerinin önemli ölçüde kısalması ve düşük adetlerde de verim kaybına uğramadan üretim yapabilecek üretim yöntemlerinin hayata geçirildiği ve müşteriye çok hızlı cevap verilebildiği yalın üretim proseslerinin kurulması artık birer tercih veya opsiyon değildir. Bu durum bir gerekliliktir.
Müşteriye çok az adetlerde de maliyet kaybı yaşamadan, kaliteden taviz vermeden ama çok hızlı reaksiyon vermek yaşamak için hayatidir. Bu durum daha önceki bir yazımda bahsettiğim “şirketlerin bağışıklık sistemi” nin bir gereği hatta tam kendisidir.
Sonuç olarak Yalın üretim, tasarım, tedarik ve yönetim yaklaşımına artık her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Burada doğru zamanda başlamış ve doğru işler yapmakta olan şirketler önemli farklar yaratacaklardır.
Size önerim geç olmadan durumu ve ihtiyacı analiz etmeniz ve yalınlaşmaya başlamışsanız hızlanmanız veya henüz başlayamamışsanız daha geç kalmadan derhal etkin bir başlangıç yapmanızdır. Bunun bir maliyeti elbette olacaktır ama inanın yalınlaşmamaktan daha pahalı olması mümkün değildir.
Cevdet Özdoğan
Yalın Enstitü başkan yardımcısı
Usta danışman