Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan nedir?
26 Eylül 2012 2012-09-26 6:39Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan nedir?
Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan nedir?
Özellikle hükümetlerin kendi Silikon Vadilerini yaratmak üzere kafa yordukları, bunun için modern binalar dikdikleri, hibeler verdikleri, girişimcilerin silikon vadisi hayalleri kurdukları, silikon vadisinde başarılı olan firmaların modellerinin kopyalandığı günümüzde bu çok yerinde bir soru.
Soruyu parayı takip ederek cevaplamaya çalışalım. Türkiye’de startuplar melek yatırım olarak genelde 50-500bin lira arası yatırım alırken Silikon Vadisi’nde melek yatırımlar milyon dolarlar civarında başlayabiliyor. Türkiye’de A serisi yatırımlar 1 milyon dolar-euro mertebesinden olurken Silikon Vadisi’nde bu 2-5 milyon dolar, B serisi Türkiye’de 2-3 milyon dolar-euro olurken Silikon Vadisi’nde 10 milyon dolar civarı olabilyor. Yatırım rakamları Amerika’da Türkiye’nin 2-3 katı gibi.
Bu niye? Öncelikle olayın ekonomik bir boyutu da var. Amerika pazarı örneğin Türkiye pazarının GDP olarak 19-20 katı. E-ticaret hacmi olarak Amerika’da B2B hacimleri katınca 1000 katı gibi farklar ortaya çıkıyor.
Pazar büyüklüğü yanında verimlilik farkı da var. Hem Türkiye’de hem Silikon Vadisi’nde startup kuran Udemy kurucusu Eren Bali Türkiye’de launch öncesi 1-2 sene ürün geliştirdik, Silikon Vadisinde haftalar içinde launch ettik diyor. Silikon Vadisi’nde ürün geliştirme çok daha yalın bir şekilde ilerliyor. Ayrıca pazarlama, paraya dönüştürme, ekip kurma bilgi, tecrübe ve alternatifleri çok daha gelişmiş.
Ayrıca roller, gereksinimler, beklentiler ve psikolojiler de oturmuş. Bir girişimi kurarken gereken girişimci tipi, yetenekleri ve psikolojisinin o girişimi büyütmek için gerekli tip, yetenek ve psikolojiden farklı olduğu kabul ediliyor. Pek çok girişimci bu rollerden hangisini oynayabildiği ve oynamak istediğiyle ilgili net olabiliyor. Girişimini belli bir dereceye getirdikten sonra büyütmek için gerekli yeni ekiplere sorumluluk ve görevleri verme ve devretmekte daha açıklar.
Silikon Vadisi ayrıca çabuk-yanılma (“fail-fast”) yaklaşımını da daha etkili uygulayabiliyor. Bir projenin olabilirliğini çok hızlı test edip olmuyorsa bırakıp yeni konulara geçebiliyorlar. Bunu niye daha iyi yapabiliyorlar? Çünkü tecrübeye saygı yüksek, girişim başarısıyla girişimci başarısı ayırd edilebiliyor, yatırımcılar tecrübeli girişimcilere daha da artıyla bakıyor, girişimciler de gereken değeri yaratmayan ve büyümeyen girişimcilerini zaten daha iyisini buluruz yaparız inancı ve yaklaşımıyla öldürebiliyorlar veya bırakabiliyorlar. Türkiye’de çabuk-yanılma yaklaşımının daha nadir olduğunu görüyorum. Bunu sosyal fikir platformları geliştiren WeDecide’da da gözlemliyorum. Niye? Zannederim Türk girişimciler olarak fikir ve girişimlerimize aşık oluyoruz. Bir de vazgeçmek değiştirmek biz de ezberci eğitim sistemlerinden dolayı başarısızlık hisleriini depreştiriyor. Bir de dur biraz daha bekleyelim olur yaklaşımı yaygın.
Tabi bir girişimde mevcut modelle devam mı etmeli yoksa değiştirmeli mi sorusu dünyanın her yerinde yeni bir girişimin veya inovasyon insiyatifinizi en temel sorusudur. Bunu sormamış girişimci hehralde yoktur (işletme modeli başka piyasalarda teyit olmuş olsa bile halen mevcut pazarda kabul, icra, yayılma, takım, rekabet riskleri bu soruları sordurur girişimciye). Silikon Vadisi’nde bu zor kararları vermeyi desteklecek Yalın Girişim (Lean Startup) isminde bilgisel ve bilimsel sistematik bir yaklaşım son 5-10 yılda gelişti ve Dünya’ya hızla yayılıyor. Yalın Girişim bir girişim-inovasyon insiyatifinin kurumsal bir firmanın küçük bir versiyonu olmadığı ve o şekilde yönetilemeyeceğini duruşundan yola çıkar. Girişim-inovasyon bir iş modeli ve değer kurgusu arayışıdır, bu sebeple bir deney olarak yaklaşılmalı ve organize edilmelidir. Buradaki varsayımları belirleyip onları test edip geliştirmeyi sağlayan bir ürün ve ölçme-öğrenme altyapısının nasıl kurgulanacağını anlatır.
Tabi Silikon Vadisi’nin farklarını anlatırken oranın geçmişini de yatsıyamayız. Ben Stanford’da okurken zamanımın çoğunu geçirdiğim ana mühendislik binasının adı Terman’dı. Uyanık saatlerimin çoğunu burada geçirdiğim için son sene Terman’ı görmekten ve adını duymaktan son derece sıkılmıştım. Zira mezuniyetle beraber New York’un yolunu tuttum. Yıllar sonra Creative Capital kitabını okurken Terman’ın kim olduğunu öğrendim ve tüylerim diken diken oldu. Terman öğrencileri Hewlett ve Packard’ı tanıştırıp beraber çalışmaya ikna eden profesörün ismi. Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan bu tip insanların bir kaç generasyondur orada aktif olmalarından kaynaklanıyor.
Bir de kültür cevabı var. Avrupa ve dünyanın çoğu yerinde girişimcilerin hayali erken emekli olmak. Silikon Vadisi’nde ise girişimcilerin olaya yaklaşımı daha sporsal. Başarılı bir girişimi bir maç gibi görüyorlar ve bir sonraki maça yeni ekiplerle veya yeni rollerle (mentor, melek yatırımcı, fon yatırımcısı) olarak devam ediyorlar. Oyundan keyif alma ve içinde kalma kültürü oturmuş.
Silikon Vadisi’ni binalar dikerek kopyalamak mümkün değil. Benzer ekosistemlerin oluşmasını desteklemek gerekiyor. Bu arada Silikon Vadisi de giderek daha küreselleşiyor. Arabaya atlalıp bir saatte ziyaret edemeyeceğim firmaya yatırım yapmam diyen Kleiner Perkins fonu Türkiye’de Trendyol’a yatırım yaptı. Dünyanın en iyi teknoloji inkubasyon programlarındna Y Combinator dünyanın her tarafından başvurular alıyor ve seçtiği firmalara ufak miktarlarda yatırım yapıyor ve 3 ay Silikon Vadisi’nde onları kampa sokuyor. Dave McClure’un kurduğu 500 Startups dünyayı turlayan ve her tarafta yatırımlar yapan bir inkubator. İstanbul co-direktörü olduğum 2009’da Silikon Vadisi’nde Silikon Vadisi’ni küreselleştirmek için kurulan Founder Institute şu anda 5 katıdan 30’dan fazla şehirde şubeler açıyor.
Silikon Vadisi’nin farkı yeniyi yaratma konusunda en iyi metodolojileri ve yetenekleri destekleyici bir eko-sistem içerisinde tekrar tekrar değerlendirmesi. Güzel haberler bu yaklaşımların her zamandan daha çok erişilebilir olması ve öncülerinin aynı zamanda dünyaya yayılmaya artık açık olmaları.
Kutlu Kazancı
Robert Kolej mezunu Kutlu Kazancı 2000 senesinde Stanford Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden dereceyle mezun oldu.
Sonrasında 5 sene New York’da JPMorgan ve BCP Securities’de Yatırım Bankacılığı yaptı. Tüketici ve endüstri firmalarının birleşmeleri ve kurumsal finansman projeleri için firma değeri belirleme ve firma tanıtımı çalışmaları hazırladı. General Electric, Danaher, Cendant, Mars gibi firmaları değerlendirdi.
2005 yılında Endonezya’da Dünya Bankası’na özel ve finansal sektör gelişimi konusunda danışmanlık yaptıktan sonra 2006’da Türkiye’ye döndü. 2006-2008 arasında gelişmekte olan pazarlarda inovatif ve girişimci firmalar tespit edip destekleyen Uluslarası Endeavor Etkin Girişimci Destekleme Organizasyonu’nun Türkiye ofisinde kurucu ekibin operasyonlardan sorumlu müdürü olarak çalıştı. Bu görevinde Airties, Yemeksepeti.com, Petfor ve Pozitron gibi firmalara danışmanlık yaptı.
2009-2010 yıllarında Repkon Metal Şekillendirme Mühendislik Firması’nda satış, finans ve arge müdürü olarak çalıştı, kurumsal dönüşüm ve öğrenen organizasyon projeleri uyguladı.
2010 yılında Endogen danışmanlık firmasını kurdu ve kurumlara inovasyon, yalın girişimcilik, öğrenen organizasyon, performans geliştirme ve yönetme konularında eğitimler ve danışmanlıklar vermektedir.
Ayrıca 2010 yılında WeDecide İnovasyon Yazılım, Eğitim ve Danışmanlık firmasında kurdu. 2011 yılında Galata Melek Yatırım Ağı’nda koordinatörlük yapmış, 2012 yılında Founder Institute’u Istanbul’a getirmiştir.
Kurumlarda hem verimlilik hem gelişim hem de motivasyonun paralel olarak gelişebileceği programları ve dönüşümleri yaratmak vizyonundadır.