Örnek Bir Şirket: Antalyalı WAGNER KABLO ve Yalın Çalışmaları
28 Şubat 2019 2022-02-17 9:23Örnek Bir Şirket: Antalyalı WAGNER KABLO ve Yalın Çalışmaları
Örnek Bir Şirket: Antalyalı WAGNER KABLO ve Yalın Çalışmaları
Wagner Kablo 1992 yılında bir Alman – Türk ortak girişimi olarak Antalya Serbest Bölgesinde kuruldu. Kuruluş amacı Beyaz Eşya ve Otomotiv gibi Sektörlere yönelik Kablo Bağlantı Sistemleri (İngilizce : Wire Harness) üretmek ve gerek Türkiye Pazarı gerekse Yurtdışına Yönelik Satış gerçekleştirmektir. Kurulduğu ilk dönemde Serbest Bölge ile ilgili mevzuat belirsizlikleri, lojistik, yetişmiş insan bulma gibi konularda güçlükler yaşanmış olsa da zaman içerisinde bunlar büyük ölçüde aşıldı. Öncelikli olarak Kalite Sistemi kuruldu ve İhracat esas Pazar olarak belirlendi. Kuruluşundan sonraki ilk on beş yılda gerekli kadrolar yetiştirilmesi, sektörle ilgili know how birikimi sağlanması gibi konulardan dolayı büyüme sınırlı kaldı. Daha sonraki on yılda doğru stratejilerin de sayesinde istikrarlı ve sağlıklı bir büyüme yakalandı. Şirketteki yabancı ortaklık payı 2009 yılında azalarak Wagner Kablo bir Türk markası haline getirildi.
Bugün itibariyle Şirkette yüzde 73’ü kadın olmak üzere 500’e yakın istihdam sağlanmış durumdadır. Hemen hemen tamamı ihracat olmak üzere yaklaşık 25 Milyon $’lık satış hacmi bulunmaktadır. Başlangıçta otomotiv sektörünün payı toplam satışların %50’nin altındayken bugün %96’sını oluşturmaktadır. 2018 yılında toplam 46 Milyon adetlik üretim yapılmıştır ve dünyada üretilen her yedi araçtan birinde Wagner Kablo’da üretilen bir ürün bulunmaktadır. Satış hacmi içerisinde işçiliğin ucuz sayıldığı ve normal şartlarda ihracatın kolay olmadığı Çin gibi ülkeler de bulunmaktadır. İlk kurulduğu yılda üretim alanı 2500 m2 iken zaman içerisinde üretim alanı gerek yeni inşa gerekse Serbest Bölgede mevcut bazı binaların yenilenerek kullanıma alınmasıyla toplam 12000 m2 ye ulaşmıştır. 2016 yılında Serbest Bölgede “Wagner Elektronik” adı altında bir Şirket daha kurulmuştur.
Şirket stratejisi, yatay büyümeden ziyade farklı üretim proseslerinin ilavesiyle katma değeri nispeten yüksek, sofistike kalite açısından daha zorlu şartları ihtiva eden ürünlerle dikey büyüme şeklinde özetlenebilir. Bu manada ileride daha fazla mühendis ve AR-GE elemanı istihdamı hedeflenmiştir. Otomotiv tedarik zincirindeki müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara tasarım dâhil anahtar teslimi çözümler sunmayı hedeflemektedir. Kuşkusuz bu müşterilerle yakın ilişkiyi gerektirdiği için 2018 yılında Almanya Stuttgart Merkezli bir Şirket daha kurulmuştur. Bu Şirketin önümüzdeki dönemde daha yoğun faaliyete geçmesi planlanmaktadır.
Şirket çalışanlarının Şirkette ortalama çalışma süreleri uzundur. Personel değişim oranı özellikle orta ve üst düzey personelde düşüktür. Çalışma ortamının kalite ve iş disiplini yönünden taviz verilmeden ama öte yandan yeni fikirler açısından mümkün olduğunca özgür olmasına özen gösterilmektedir. Bu anlamda çalışanların aidiyet duygusu, aile ortamı, takım ruhu, sürekli iyileştirme gibi unsurları içeren bir Şirket Kültürü geliştirilmesi amaçlanmıştır. Özellikle Sürekli İyileştirme bunun en temel unsuru olup “Kaizen” sistemi çerçevesinde bunlar ayrıca ödüllendirilmektedir.
Wagner Kablo’nun özellikle son yıllardaki performansının en önemli unsurlarından birisi 2007 yılında başlatılan Yalın çalışmalarında yatmaktadır. Bu tarihte Şirket uzun vadeli bir Strateji olarak Yalın Üretim Uygulamasına başlamaya karar vermiş ve daha sonra bunu temel Yönetim Stratejisi haline getirerek Yalın Yönetim olarak sürdürmüştür. Tüm çalışmalar en başından beri Türkiye’deki Yalın Enstitü ile yürütülmüştür. Başlangıçta yoğun olan danışmanlık desteği zaman içerisinde Şirketin kendi kendine bu çalışmaları sürdürebilir noktaya gelip bir Şirket Kültürüne dönüştürmesiyle daha ziyade gözlem/kontrol seviyesine indirilmiştir. Bu süre içerisinde gerek Türkiye’de gerekse Yurtdışında muhtelif faaliyetlere de iştirak edilerek yalın uygulayan diğer Şirketlerle ortak çalışmalar ve bilgi alışverişinde bulunulmasına gayret gösterilmiştir. Yalına başlamamızdan sonra geçen 12 yıllık sürede elde edilen kazanımlar dikkate alındığında Şirketin geçmişinde aldığı en önemli kararın “Yalın” olduğunu söyleyebiliriz.
Orta ve uzun vadede Wagner Kablo özellikle otomotiv sektöründeki faaliyetlerini aynı hızda devam ettirmeyi ve bu bağlamda sürdürülebilirliğe çok önem verdiğini ifade edebiliriz. Faaliyetlerimizin merkezi Antalya’da olacaktır ve burada AR-GE faaliyetlerinin payı çok daha arttırılacaktır. Bunu yaparken ülkemizin ve özellikle de bölgemizin gençlerini istihdam etmeye ağırlık vereceğiz. Başlangıçta sektörü neredeyse hiç bilmeyen bir firma olma noktasından bugünlere gelmemizi bir başarı olarak görüyoruz ve bu başarıyı daha ileri seviyelere taşımaya kararlıyız.
L. Hilmi Ünsal,
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür
Antalya 25 Şubat 2019
Yalın Enstitü Başkanı Yalçın İpbüken’in Notu:
Antalya’da faaliyet gösteren Wagner Kablo her bakımdan ve bilhassa Yalın Dönüşüm faaliyetleri ile ilgili tam bir örnek kuruluştur. Firma’nın sahibi ve Genel Müdürü Hilmi Ünsal bey Yalın Dönüşümü gerçekleştiren örnek bir Mal Sahibi ve Genel Müdürdür. 2007 yılından bu yana bazen ara vermekle beraber irtibatı hiç kesmediğimiz bir Mal Sahibi Yalın Lider’dir. Geçtiğimiz yıl vefat eden babası Ahmet Ünsal beyi kişisel görüş ve deneyimlerini paylaşmak için Yalın Enstitünün 10.yılı dolasiyle James Womack ve İtalya’dan Pietro Fioratini Grubunun sahibi ve CEO’su Mario Nardi ve birçok davetlinin katıldığı toplantıda yaptığı konuşma sırasında kendine has samimi düşünce, duygu ve ifade tarzı ile tüm katılımcıların yüreklerine dokunmuştu. Kendisine gani gani rahmet diliyoruz.
Günümüzde yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen Dünya Otomotiv Üreticilerinin en büyük 7 firmasına birden ürün veren Wagner Kablonun ürünleri dünyanın her tarafında kullanılma imkânını bulmaktadır.
Hatırlanacağı üzere geçenlerde Hisarlar AŞ’in eski Mal Sahibi ve CEO’su Zafer Türker’in intiharı hepimizi ve onu şahsen tanıyanları ziyadesi ile üzmüştü. Bu yılın başından itibaren otomotiv Satışlarında büyük düşüşlerin gerçekleşmesi ayrı bir endişe ve dert kaynağı olmaya devam ediyor.
Bu ortamda en iyi yol karamsarlığa kapılmamak, moralleri dik tutmak, çalışanları moral olarak güçlendirmek ve hele hele işlerin tehlikede olduğu hissini hiçbir çalışanına vermemek; her seviyedeki yöneticilerin liderlik niteliklerini öncelikli olarak geliştirmeyi gerçekleştirmek ve takiben Yalın Dönüşümü bütün öğeleri ile hayata geçirmek en tutarlı yoldur.
Yalın Enstitü Başkanı olarak 1958 yılından bu yana çalışma hayatının içinde kesintisiz çalışmaktayım. 27 Mayıs 1960 ile başlayan ve bütün 60’lı yıllar ülkemiz ve benim ve ailem için büyük bir sıkıntı içinde geçti. 58 yıllık eşimle 1960 yılının ekim ayında evlendik. Rahmetli babamın felç rahatsızlığı sebebi ile işyerimiz kapandı, uzun süre iş bulmak için çalmadığım kapı kalmadı. 1962-64 yılları arasında Mardin’in Midyat kazasında Yedek subay ilkokul öğretmenliği yaptım. Midyat halkı içinde bir sivil öğretmen olarak yaşadım. Birçok dramatik olay yaşadık. 1964-1970 arasında Sinop’ta çalışırken İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdim. En önemli iş deneyimini 1970-1982 yılları arasında Bursa’daki TOFAŞ Otomobil Fabrikasının kurucu ekibinde Personel Müdürü, bugünkü tabiri ile İK Direktörü görevinde bulundum. Bütün hayatıma yön verecek olaylarla dolu dolu bir 12 yıl geçirdim. Zamanın nasıl geçtiğini bilemedim. Bilhassa 1974 Kıbrıs Harekatının da eklenmesi ile zamanın Başbakanının ifadesi ile Türkiye 70 cente muhtaç durumda idi. Sosyal, Siyasi ve Sendikal olayların eklenmesi ile tam bir karmaşa ve karamsarlık içinde idik. Ancak bir zaman içinde bu zorluklardan çıktık. İşler düzeldi. Otomobil ve diğer tüketim malları Satışlarında patlama yaşadık. 1993 yılı sonuna kadar ihracat hamlesi ve diğer radikal ekonomik tedbirlerle 1970 yılları süratle unuttuk. İç talebi karşılamakta büyük sıkıntılar çekiliyordu. Bu durum 1994 Martı’na kadar devam etti. Biz 1993 yılı başında Koç Topluluğu Müşteri ve Kalite Odaklı Yönetim Sistemini Koç Holding’in resmi politikası olarak devreye aldığımızda, Aşırı Talep karşısında zaten bunalan şirketlerin üzerine bir de Koç 2000 faaliyetleri olabildiği kadar kapsamlı olarak yük getiriyordu. Bir gün Koç holding Başkanlarından bir tanesi “Yalçın bey, biz Koç 2000 faaliyetlerini yerine getirsek satışlarımız daha da artacak mı” şeklinde maksatlı bir soru sordu. Cevap olarak “Zor Günlere iyi günlerde hazırlık yapmak lazım aksi takdirde işler kötü gittiğinde özel tedbirler ile ancak yangın söndürülebilir” şeklinde bir cevap verdiğimi hatırlıyorum.
Nitekim Nisan 1994 Krizi patlak verdi. İşler bıçak gibi kesildi. 1994 başında alınan tedbirler sebebi ile bütün dış danışmanlık hizmetleri kesildi ancak Koç 2000 Müşteri ve Kalite Odaklı Yönetim sistemi faaliyetlerine bir gün bile ara vermeden kendi yetiştirdiğimiz gönüllü arkadaşlarımızla yola devam ettik. Kötü günlerde karamsarlığa kapılıp kriz ortamını şirketin içine sokulduğunda moraller gittikçe bozuluyor. Olumsuzluklar bir birini takip ediyordu. Arkasından 1998-2001ekonomik, siyasi, finansal kriz ile Türkiye adeta dibe vurdu. Yine bir süre sonra normalleşme başladı. Bu sefer tüm dünya’da ekonomik ve finanslar kriz patlak verdi ve tüm dünya yangın yerine döndü.
Türkiye aynı krizi daha evvel yaşadığı için bu sefer nispeten krizi ucuz atladı. Hayat büyük ölçüde normale döndü. Ancak 2002 den sonra Türkiye’deki iş şartları her gün yeni bir sürpriz ile karşılaşmaya devam ettik. Şimdilerde ise benzeri karamsar tablo tekrar ortaya çıktığına şahit oluyoruz.
1958 tarihinden günümüze her halde 10 civarında yükseliş arkasında derin düşüşü takip etti. Ancak sefer tüm dünya’da 2008-9 yıllarına benzeyen bir kararsızlık, karamsarlık, dalgalanmalar, bilinmezlikler yaşanıyor. Dünya siyaseti adeta kaynıyor. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurum gittikçe açılıyor. Bu olay Zengin ve gelişmiş ülkelerin içinde şaşırtıcı gelişmelere neden oluyor. Siyasi krizler birbirini takip ediyor. Teknolojilerde şimdiye kadar şahit olmadığımız gelişmeler oluyor. Zengin ve gelişmiş ülkelerden Gelişmekte olan ülkelere doğru durdurulması mümkün olmayan bir akış söz konusu. 2020-2030 yılları arasında çok büyük değişmelerin, alt üstlerin olacağı herkesin ortak düşüncesi.
Bütün bu gelişmeler ışığında elimizde olanlar var. Yapabileceklerimiz var. Bunların başında Mal Sahibi/Sahipleri başta olmak üzere bütün üst yönetim liderlik becerilerini en üst seviyeye çıkartması gerekiyor. Artık firmaların zaman kaybetmeye lüksleri yok. Zamanın Ruhunun gereğini yapmak en birinci şart.
Yukarıda Yalın Dönüşüm Yaklaşımını övgü ile sunduğumuz Wagner kablo’nun Yalın yolculuğunu yazması için Hilmi Beyi aradım ve kendisi yukarıdaki yazıyı yolladı. Hilmi beyin yazısında yapılması gerekli olan her şey mevcut. Dilerim benim yazımı çok uzun bulmaz ve sıkılmazsınız.
Yalçın İpbüken