Öğrenme Hızı = Rekabet Gücü
11 Kasım 2002 2022-02-21 20:37Öğrenme Hızı = Rekabet Gücü
Öğrenme Hızı = Rekabet Gücü
Günümüzde en önemli rekabet gücünün şirketlerin boyutları değil, öğrenme hızları olduğu ortaya çıkıyor. Dünyadaki teknolojik gelişimler her sene bilgi işleme maliyetlerini azaltırken, işlem hızını ve kalitesini de artırıyor. Bu gelişmelerin en önemli etkisi ise yenilikçiliğin artması oluyor. Eskiden günler alan hesaplamalar, şimdilerde bir saniye bile sürmüyor, üstelik de hata yapma oranı çok daha düşük. Bu nedenle, alternatifler ve etkileri daha kolay değerlendiriliyor. Teknolojik gelişimin bir diğer önemli alanı ise bilgi depolama performansının her geçen gün artması. Bu nedenle, eskiden kütüphaneleri dolduran bilgi saklama faaliyeti, günümüzde bir hafıza kartıyla yürütülebiliyor. Bu ise bir taraftan işimizi kolaylaştırırken, diğer taraftan toplanan bunca bilgi arasında faydalı olanı süzme konusundaki becerilerinin önemini artırıyor. Diğer taraftan, 3G ile popüler hale gelen bilgi paylaşım teknolojilerinin gelişimi insanların bilgi paylaşımını kolaylaştırıyor. Bu ise hem rekabeti, hem de birlikte çalışma fırsatlarını artırıyor.
Ayrıca, gerek ekonomik, gerekse demokratik özgürlüklerin artması insanların ve bilginin akışkanlığını geliştiriyor. Bu nedenle, başkalarında olmayan bir bilgiyi saklamak ve elde tutmanın getirisi düşerken, bilgi paylaşımının, doğru bilgiye ulaşabilme yetkinliklerinin ve öğrenme hızının getirisi artıyor. Örneğin, artık profesyoneller sadece kurumları içindeki değil, aynı zamanda kurumları dışındaki bilgi ağlarını da kullanarak gelişimlerini sürekli kılmaya gayret ediyorlar. Internetin sağladığı zaman ve mekan bağımsızlığı dünyanın farklı köşelerindeki insanların aynı proje üzerinde ortaklaşa çalışabilmesini sağlıyor. Karşılıklı etkileşim sadece internet üzerinden de sağlanmıyor. Her geçen gün artan seyahat trafiği ve göçler farklı bakış açısına sahip insanların daha sık buluşmalarını sağlıyor. Bu nedenle farkllıkların zenginliğinden faydalanabilenlerin yenilikçilik kapasitesi de artıyor.
Sermaye akışlarının hızı ve boyutundaki büyük gelişmeler de bilgi paylaşımının ve yenilikçiliğin artmasını teşvik ediyor. Bütün bu gelişmeler, insanların ve kurumların kendilerini geliştirme iştahlarının ve yetkinliklerinin prim yapmasını sağlıyor. Bu nedenle, şirketlerin dikkat etmeleri gereken önemli trendler var. Örneğin, her sektörde yeni işe giriş engellerinin azalması rekabet ortamını sertleştiriyor, belirsizlikleri ve değişkenliği artırıyor. Bu nedenle, sadece iyi çalışmak değil, aynı zamanda hızlı hareket edebilmek yaşamsal bir yetkinlik haline geliyor.
Bu gelişmeler verimliliğin ve yenilikçiliğin artmasını sağlarken, getirinin paylaşımında yeteneğin ve müşterinin payını artırıyor. Örneğin, ABD’de yatırım bankalarında çalışanlara veya üst yöneticilere verilen primlerin sermaye sahiplerinden yüksek olması bu gelişmelerin bir işareti. Üstelik bu konuda kamu tarafından getirilmeye çalışılan sınırlandırmalar ise halka açık şirketlerin en iyi yöneticilerini halka kapalı şirketlere kaptırmalarına neden olabiliyor! Birçok sektörde liderlik pozisyonları sürekli el değiştiriyor, tüketicilerin marka bağımlılığı, çalışanların kurum bağımlılıkları azalıyor.
Bu nedenle, geleceğin organizasyonlarını yönetenler, sadece iş sonuçlarına değil, aynı zamanda kurumsal öğrenme hızlarını geliştirmeye de odaklanmalı. Özetle, her çalışanının gelişimini hızlandıracak sistem ve tevik sistemlerine yatırımlarını artırmaya, öğrenmeyi kurumsallaştıracak önlemleri almaya, tüketicilere kadar uzanan değer zincirindeki her halkanın kurumsal öğrenme sürecine katkısını somutlaştırmaya önem vermenin şirketler için rekabet gücünün ve sürdürülebilirliğin temel taşları olduğunu iyi anlamalıyız.
Saygılarımla,
Dr. Yılmaz ARGÜDEN