Metin Gazoz ile Okçuluk üzerine hoş geçen söyleşi: İnsanın Anlam Arayışı, Ana Odaklanma
12 Kasım 2021 2022-02-10 13:30Metin Gazoz ile Okçuluk üzerine hoş geçen söyleşi: İnsanın Anlam Arayışı, Ana Odaklanma
Metin Gazoz ile Okçuluk üzerine hoş geçen söyleşi: İnsanın Anlam Arayışı, Ana Odaklanma
Mete Gazoz’un olimpiyat şampiyonluğunu kazandığı günden bu yana Mete’nin olimpiyat Şampiyonluğunun anlamı üzerine kafa yoruyorum. Geçtiğimiz günlerde değerli gazeteci, Spor Bilimleri Doktoru Murat Kuter’den Mete’nin babası Metin Gazoz’dan randevu almasını rica ettim. Metin Gazoz ile irtibatımızı kurdu. Metin Gazoz ile belki 7-8 defa konuştum, en son konuşmamız ise annesinin ani vefatı ile ilgili idi.
Son konuşmamızda yer ve gün ve saat belirledik ve geçtiğimiz cuma günü 11.00 civarında İstinye Üstü ENKA Spor ve Okul Kampüsü yanındaki İstanbul Okçuluk Kulübünde buluşmayı kararlaştırdık. Kendisi ile yaklaşık 3 saat geçirdik. İnanılmaz keyif aldığım bir söyleşi oldu. Kendimi adeta spor dolu günlerime geri gittiğim duygusuna kapıldım.
Metin Gazoz’un şahsında kendini Okçuluğa bütün benliği ile adamış, son derecede bilgili, son derecede sosyal ve bilgelik dolu bir profesyonel, çok iyi bir baba, öğretmen ve mesleğine adamış bir bilge spor adamı buldum. Mütevazi ortamda tam bir Okçuluk yaşam alanı/eko sistemi; Eşi ile birlikte Okçuluk etrafında komple yaşam oluşturmuşlar. Modern ve tarihi yayları imal eden, tamir eden ayrı ayrı atölyeler kurmuşlar. Kapalı idman ve hatta müsabaka alanları oluşturmuşlar. Etraflarında kendileri gibi okçuluğa gönül vermiş aileleri, gençleri toplamışlar. Tam bir sosyal çevre oluşmuş.
Bankacılık mesleğini bırakıp 28 yaşında kendini okçuluğa adamış genç bir bayan;70’li yaşlarında eski bir Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Yöneticisi yeni okçuluk sporcusu 51’ doğumlu Sinan Orhan ile tanıştık, birlikte neşe içinde sohbet ettik. Olimpik seviyede sporcu olmayı konuştuk.
8 yaşlarında okçulukla ilgilenmeye başlayan, zaman içinde yeteneğinin farkına varan, yeteneğini fark ettikçe nasıl spora yoğunlaşmanın başladığını, ilk önce oyunla başlayan sporcu adayın ne şekilde aktif sporcu haline dönüştüğünü, zamanla sporun basamaklarını tırmandığını, ülke çapında sporcu seviyesine geldikten sonra uluslararası sporcu seviyesine çıkıldığını, en becerikli en dayanıklı ve ısrarcı olanların olimpik seviyeye ulaştığını bir çırpıda konuştuk.
Sporcu kariyerine karar verdikten itibaren artık hayatın her günü anlamlı idmanlarla günde üç idman devresi, yaklaşık 6 saat ve üst haftada 6 gün 8 yıl ile 12 yıl içinde olimpik seviyeye çıkmanın hedeflendiğini konuştuk.
İdman Usullerinden, antrenman programından, yıllık, 2 ve 3 yıllık ve 4.cü olimpik yıl planlarından bahsettik. İnanın bu ölçüdeki titizlik, planlamayı iş hayatında az görürüz. İş hayatının değerli İK yöneticilerinin bu seviyede sporcu yetiştiren Metin Gazoz gibi profesyonellere o kadar ihtiyacı var ki. Mete’nin yaşamı, çalışma periyodları, kamp hayatı ve bunun dışındaki hayatı hangi zorluklarla devam ettirdiklerini konuştuk.
Metin Gazoz ve Sinan Tuğrul’la spor ve spor yönetimi, ülkemizde spor yönetimi hakkında o kadar çok önemli konuyu konuşmalarımıza sığdırdık ki, zamanın nasıl geçtiğine şaştım kaldım.
Metin ile karşılaşır karşılaşmaz Okçuluk alanını baştan aşağı gezdim. İzahat aldım, fotoğraf çektim. Metin’in bütün hayatının okçuluk üzerinde nasıl şekillendiği çok daha iyi anladım.
Zaten eski bir spor yöneticisi olarak en büyük ve ilk öncelikli derdimizin Metin ayarında kendini spor yönetimine vermiş düzgün kişilere sahip olmamızdır. Bu hayat boyu bir yaşam tarzıdır. Başka başka uğraşlar, ilgiler ile spor yönetimi, spor teknik adamlığı birlikte olmaz, olmamalıdır.
Metin’e Gazoz soyadını sordum. Saraybosna’dan (Sarajevo) göç etmiş bir Türk ailesinden geldiklerini, ailece Adapazarı’na yerleştiklerini, atalarının deri işi ilgilendiklerini, soyadının buradan geldiğini söyledi.
Tarihi süreçte Okçuluğun hem ülkemiz insanı hem de dünya tarihini etkileyici niteliğini her fırsatta anlamaya çalışmışımdır. Japonların ve Korelilerin modern zamanlarda okçuluğa verdikleri önem ve kazandıkları şampiyonlukları hep imrenmişimdir.
Okçuluk ile bir kısım kitap okuduğumu da bilmenizi isterim. Son zamanlarda bir alman felsefecinin 5 yıl kadar Japonya’da bir Okçuluk ustasından Okçuluk derslerinin öyküsünü ilgi ile okudum. Eugen Herrigel’in yazdığı Zen ve Okçuluk başlıklı bu kitabı yönetim bilimi ile uğraşanlara tavsiye ediyorum.
Yazımı Mete’nin son final yarışmasının video’su ile bitiriyorum.
Mete Gazoz youtube’da yayınlanan videosu – link https://www.youtube.com/watch?v=TAIhtwrE0a8
Yalçın İpbüken
Eski Güreş Federasyonu Başkanı, Spor Yöneticisi, Eski Sporcu
23 Ekim 2021