Büyük bir Alman şirketinin Pekin’de bir fabrikasına Teknik Genel Müdür olarak atandıktan sonra yaklaşık 1 yıldır eşim ve kızım ile birlikte Pekin’de yaşıyoruz. İlk yılımız, yeni bir kültürü ve çevreyi tanımanın, öğrenmenin heyecanıyla, çok çabuk geçti.

Pekin güler yüzlü, iyi niyetli insanların olduğu, çok temiz ve kalabalık nüfusuna rağmen, rahat, huzurlu bir şehir.

Çin kültürü için çok önemli olan ve herkesin memleketlerine, ailelerinin yanına gittiği bu tatilde, Çin Yeni yıl kutlamalarına yerinde şahit olacağımız için heyecanla beklerken; Wuhan’da bir virüs salgını olma ihtimalini duymaya başladık. Ancak işin ne kadar ciddi boyutta olduğunu, 23 Ocak 2020 tarihinde, Wuhan şehri tümüyle karantinaya alındığında anladık. 11 milyonluk şehre giriş-çıkışlar tamamen yasaklanmış ve hafta sonunda diğer tüm şehirlere de kontrollü seyahat zorunluluğu getirilmişti. Tabii ki önce biz de de bir korku oldu, “Ne olacak şimdi? Acaba ülkemize mi dönsek? Ailemi gönderip ben mi kalsam? ” diye sorular sorarken, ben çalışma arkadaşlarımı bırakmak istemedim ailem ise beni bırakmak istemedi. Ayrıca alınan tedbirlerin görünürlüğü ile de kararlarımızı vermek kolay oldu.

Ailemle birlikte Pekin’de kalmaya karar verdik. İlk iş Çin’in güneyine yapmayı planladığımız seyahati iptal ettik ki bu çok doğru bir karar olmuş. Yoksa genel karantina nedeniyle Pekin’e bile dönmeyecektik.

Fabrikamızda siparişlerimizin yoğun olmasından dolayı, tatile rağmen yarı kapasite ile çalışmayı planlamıştık. Bu nedenle hızlı bir kriz yönetimi yapmak ve üretimin devamını değerlendirmek için Pazartesi günü hemen fabrikaya gittim, kriz ekibimizi oluşturdum.

Hâlihazırda şehir dışına çıkmamış ve Wuhan bölgesi ile herhangi bir etkileşimi olmamış arkadaşlarımızla çalışmaya devam etmek için gerekli önlemleri belirledik. Bu kararı alırken ne kadar riskli olsa da virüsle yaşamayı ve hayatımızı bu şartlar altında da devam ettirmeyi öğrenmemiz gerektiğinin farkındaydık.

Yalnız şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Covid-19 enfeksiyon durumu bilinmeden çalışmaya başlamak, bir bilinmeyen döngünün içine girmek ve tamamen kontrolsüz bir duruma davetiye çıkarmaktır. Dolayısıyla, tüm çalışanlara önce 2 hafta tam karantina uygulanmalı ve her çalışanın sıkı takibi yapılmalıdır. Aksi durumda tüm süreç riske atılmış olunur.

Çin’de insanlar bilinçli, disiplinliler ve topyekûn koordinasyon içinde hareket ediyorlar. Örneğin her site, sokak kendi kontrolünü yapıyor, karantinayı takip ediyor, dışardan kimseyi içeriye almıyor. Amaç her zaman karantina ile bir sıfır noktası oluşturulup gerekli tüm önlemler alınmalı ve bu durum korunmalıdır.

İŞ YERLERİNDE KORONA-19 ÖNLEMLERİ

Geçmişteki salgın tecrübelerimize dayanarak aşağıdaki önlemleri acilen belirledik ve kararlılıkla uygulanmasını sağladık. Tanımladığımız önlemler ilgili kurum tarafından yeterli bulunduktan sonra çalışma iznimiz verildi. Şimdi, yaklaşık 3 ay sonrasında geriye baktığımızda bu önlemlerin çok doğru olduğunu görüyoruz. Bu süre içinde fabrikamızda herhangi bir enfeksiyon yaşanmadı. Yaklaşık 1200 çalışanımız olan fabrikamızda ki önlemlerimizi aşağıda sıralamak istiyorum.

1. Zorunlu maske kullanımı

• Bu konu ülkemizde çok tartışıldı. Ancak herkesin maske takması enfeksiyon riskini önemli derecede azaltıyor. Kimin virüsü taşıdığı bilinmiyor ve herkes semptom göstermeyebiliyor. Ayrıca maske takmak durum hakkında farkındalık yaratıyor.
• Her gün her çalışanımıza bir maske dağıtımını sağladık ve kullanılmasına özellikle dikkat ettik. Kullanılmış Maskeler için özel atık yerleri belirledik.

2. Servislerde her gün dezenfeksiyon, maske kullanım zorunluluğu

• Her sırada yalnızca bir kişi oturma kuralı koyduk.

3. Fabrika girişinde ateş kontrolü

• Güvenli sınır olarak ateş, Çin’de 37.3 tanımlı. Ateşi yüksek çıkanlar hemen yakında tanımlanmış olan karantina odasına alınıyor. Bu kez doktor kontrolü yapılıyor. Ateş yüksek ise ilgili kuruma bilgi veriliyor.
• Soğuk havalar veya ateş ölçer kaynaklı, ateşin fazla düşük olması halinde farklı bir alanda bekletilip tekrar ölçüm yapılıyor.

4. Fabrikanın her alanında düzenli dezenfeksiyon yapılması

• Üretim, ofisler, masalar, klavye ve telefonlar, yemekhane, kapı kolları, şalterler, dokunma ihtimali olan her yer düzenli olarak dezenfekte ediliyor.

5. Sosyal mesafenin korunması

• Toplu alanlarda, her insan arası en az 2 metre bırakılarak sosyal mesafe korunuyor.
• Yemekhanede masanın tek tarafında mesafeli oturma düzenine geçtik.
• Toplantılar mümkün olduğunca skype ile ya da büyük bir toplantı odasında, gerekli mesafeler korunarak, camlar açık şekilde yapılıyor.
• Ayakta yapılan Gemba toplantılarında yerler tanımlanıyor ve sosyal mesafe korunuyor.

6. Havalandırma

• Kapalı döngü klimalar kullanılmamalı, sadece filtrasyon yapılan bol temiz hava verilmeli.
• Tüm pencerelerimiz açık şekilde çalıştık. Havalandırması doğru şekilde yapılmış ve nemsiz ortam sağladık.

7. Çalışanların sürekli sağlık kontrolü

• Ateşi çıkan bir arkadaş olursa anında hastaneye gönderiliyor, yakınında çalışan herkes tekrar kontrol ediliyor, sonuç kesinleşene kadar olası bulaş sebebiyle karantinada kalıyor.

8. Farkındalık yaratmak

• Çalışanlara poster, bariyer, gibi önlemlerle sürekli farkındalık yaratmaya çalıştık.
• Sıra oluşabilecek alanlara, çalışanların nerede durması gerektiğini gösteren sosyal mesafeyi koruyan şeritler çektik.
• El yıkama alanlarına 20 saniye el yıkama kuralını gösteren bilgilendirmeler astık.

9. Kendini kontrol ve Motivasyon

• Yönetim olarak fabrikanın her alanında düzenli önlem, korunma takibi için dolaşımlar yapıyoruz.
• “Biz de buradayız, birlikte bu zorlukları aşacağız.”‘ mesajını hissettirmeye çalışıyoruz.
• Günlük düzenli bilgilendirme ile farkındalığı yüksek tutuyoruz.

10. Çalışanların takibi

• Tüm çalışanlarımız düzenli olarak, nereye gittiler, ne durumdalar tek tek takip ettik. Şehir dışında olanların döndüklerinde 14 gün karantinaya girmesi gerektiği için bunu da planlamak zorundaydık.

ÜRETİMİN DEVAMI İÇİN KRİZ YÖNETİMİ

Wuhan’ın kapatılması ve durumun ciddiyetini anladığımız ilk günden itibaren fabrikadaki tüm ilgili birimler ( İş güvenliği, insan kaynakları, üretim, lojistik, satın alma), satış ve merkezi birimlerimiz ile düzenli olarak kriz toplantıları başlattık.

Çin’de karşılaştığımız en büyük sıkıntı tedarikçilerimizin ve şehirlerarası yolların kapatılması ve yine özellikle yerel yönetimlerin kararları doğrultusunda örneğin limanların, depoların kapatılmasıydı. Öncelikle müşterilerimizin durumunu takip etmeye çalıştık. Çin’deki müşterilerimiz bizimle benzer durumda olsalar da Çin dışındaki müşterilerimiz için üretimi sürdürmemiz gerekiyordu.  Bunun için aşağıda belirttiğim konularda tek tek takip yaparak koordinasyon içinde olduk.

• Üretimin devamlılığı ve müşteri beklentilerinin karşılanması için günlük kriz takibi başlattık.
• Sipariş durumuna göre önceliklerimizi belirledik.
• Tedarikçilerin durumu, kapasite hazırlık ve kullanım oranı, çalışanların durumu, alternatif tedarikçi araştırmaları başlattık.
• Hammadde durumunu ayrıca takibe aldık ve kardeş fabrikalarımızdan destek aldık.
• Çalışanlarımızın geliş durumu, üretim kapasitesini gözden geçirdik.
• Nakliyat kısıtları, alternatif çözümler. Örneğin bu dönemde uçak ile nakliyeler pahalı ve sıkıntılı olduğu için ilk defa Avrupa’ya kara yolu ile nakliyat yaptık, gümrükleme durumunu takip ettik.
• Takım, tüketim malzemeleri vb. tedariğini güvence altına aldık.

Daha önce belirttiğim gibi gerek iş yerinde gerekse şirket dışında topyekûn koordinasyon gerekiyor. Herkes kendi alanını kontrol altına almalı. Herkes kurallara uyarsa yaklaşık 3 ay sonra normalleşme başlayacak ve hayat belki biraz daha kontrollü de olsa devam edecektir.

Çin bu durumu çok iyi ve kararlılıkla yöneterek yaklaşık 3 ay içinde durum tamamen kontrol altına almayı başardı. Ekonominin, üretimin devamı içinde her türlü destek sağlandı. Şuan siparişlerimiz çok iyi seviyelerde ve bizim için başarılı bir yıl olacak gibi görünüyor. Son 3 aya baktığımızda çok zor bir dönemden geçtik fakat umutları kaybetmeyip, gerekli önlemleri alarak Covıd-19 salgını sonrası ‘normal’ bir yaşama dönmenin de mümkün olduğunu yakından gördük.

Çin’de genel olarak da normal hayata dönüş kontrollü olarak başladı. Fakat bu her şey eskisi gibi olacak anlamına gelmiyor. Özellikle ortak yaşam alanlarında tedbirler ve kısıtlar devam ediyor. Parklara, müzelere, restoranlara hep belirlenen kapasite sınırları içinde giriliyor. Uluslararası ve hatta şehirlerarası seyahatlerde yine 14 günlük karantina ve gözetim altında yapılacak gibi görünüyor.

Hep birlikte bu küresel salgından derslerimizi çıkarıp, sağlıklı ve doğal kaynakları korunmuş, temiz, sürdürebilinir bir Dünya’da huzurla yaşayabilmek için, düşünmenin tam zamanı.

İrfan BAYRAK
Teknik Genel Müdür

pekindeikincibahar