İşletmeler İçin Yeni Bir Kavram : MFCA (Material Flow Cost Accounting – ISO 14051)
21 Kasım 2012 2022-04-05 14:36İşletmeler İçin Yeni Bir Kavram : MFCA (Material Flow Cost Accounting – ISO 14051)
İşletmeler İçin Yeni Bir Kavram : MFCA (Material Flow Cost Accounting – ISO 14051)
Japonya’da AOTS (HIDA) Tarafından Türkiye için Düzenlenen Seminerin Ardından…
Bir haftalık eğitime katılmak üzere Türkiye’den 18 kişilik bir grup olarak yola koyulduk, çoğumuz yeni tanışmış olduk. Bir kaçı hariç tüm katılımcıların Japonya’ya ilk gidişi idi. Teknoloji, disiplin, iş odaklı olmak vb kavramların kaynaştığı ülkeyi görecektik; merak ve heyecan. Kurs konumuz olan ISO 14051 – MFCA konusu ise henüz Türkiye’de bilinmiyor, dünya için de yeni olduğunu ifade etmek lazım. ISO standardı halini alması Eylül 2011 olmuş.
AOTS kurumu 50 yılı aşkın süredir gelişmekte olan ülkelerden pek çok katılımcıyı Japonya’da kendi tesislerinde ağırlamış; toplamı 350 bin adetleri aşıyor. Bu kişilerin hem çeşitli konularda eğitim almasını hem de Japon kültürünü tanımalarını sağlamış; örnek bir proje. Her ülkeye her kültüre değer veren, insanı insan olduğu için önemseyen bir zihniyet var. Ayrıca her katılımcının masraflarını da devlet sübvanse etmiş. Son yıllarda dünyadaki krizin etkisiyle masraflar kısılmaya çalışılıyor ve kapsam az da olsa daraltılıyor ancak ana tema aynı.
Türkiye olarak özellikle toplumsal özellikler açısından genelde Batılı Akdeniz ülkelerine benzediğimizi düşünürüz. Bu seyahatimde farkettim ki Japon toplumuyla çok daha fazla birbirimize benziyoruz.
Japonlarla geç kalmış bir yakınlaşma sürecinin tam başında olduğumuzu düşünüyorum. Hükümet de bu ülke ile olan temaslarını arttırma gayretinde. Japon hükümeti de kendi şirketlerini Türkiye’nin önemini farketmeleri doğrultusunda yönlendiriyor. Geçmişte Ertuğrul fırkateyninin batışı, İran – Irak savaşında Türkiye’nin Japon rehineleri kurtarması gibi duygusal motifler de bu süreci destekliyor.
Biz eğitim için Japonya’da bir hafta kaldık. Gidiş dönüşüyle beraber 9 günlük bir süre. Uçak biletimize ilaveten ortalama 1,000 TL (Bin TL) bir masrafı cebimizden ödedik. Diğer tüm masraflar Japon devletinin desteğiyle karşılanmış oldu.
MFCA konusunu önce Almanlar tarafından ortaya çıkarılmış. Japonlar konunun önemi dolayısıyla daha çok üzerine eğilmişler ve ISO standardı haline gelmesini sağlamışlar. Japonya’da Panasonic, Canon da dahil olmak üzere bunu uygulamış ve faydasını görmüşler. Yalın uygulamalar ve TPM ile birbirini tamamlayan yönleri var. Kurs süresinde ziyaret ettiğimiz Toyo Chem firması bu iki metodu birlikte uyguluyor.
MFCA, tüm işletmelerde faydalı olacak ve kullanılabilecek bir teknik; bir iyileştirme ve değerlendirme aracı. KOBİ‘ler de uygulayabiliyor. Üründen çok girdi malzeme ile ara üretim adımlarındaki çıktı ve kayıpları miktar ve tutar olarak tanımlayarak, kaybı azaltmaya çalışıyor. Süreçten çok malzeme odaklı bir bakış açısı ama süreç de önemli.. ISO 14001 standardı olan işletmelerde, çevre standartlarına üretim ekiplerini de dahil edebilmek için iyi bir fırsat. Üretim sürecinizde toplam malzeme akışını miktar bazlı merkezlere ayırıyorsunuz (quantity center – QC). Her merkezde giren malzemeleri ve kayıp malzemeleri (material loss) miktar ve maliyetiyle listeliyorsunuz. Bu işlemi nihai ürüne kadar götürüyorsunuz. Sonuçta malzeme kayıpları görünür hale geliyor. Bu kayıpları azaltmak için Kaizen vb teknikleri kullanıyorsunuz.
MFCA bazı işletmelerde üretim sürecindeki geri kazanım amacı güden “recycle” işlemlerini “sorguluyor”. Zira, recycle işleminde ciddi maliyetlere katlanmak gerekiyor. O yüzden recycle miktarı azaltılmalı ve hatta mümkünse yok edilmeli.
MFCA, işletmenin gelir tablosunda satışların maliyeti ikiye bölünüp ürün maliyeti ve malzeme kayıpları olarak ayrılıyor. Böylece kayıplar yönetime de gösterilerek üzerine gidilmeye çalışılıyor.
Burada kısaca değindiğimiz bu konu 5-6 günlük bir kurs programı aslında.
Biz eğitim boyunca Tokyo’da idik.
Japon toplumunu gözlemleme fırsatımız oldu.
Güvenlik sorunu yok. Ne havaalanı girişinde ne de alışveriş merkezlerinde güvenlik kontrolü vb yok.
Saygılı sevgili, sessiz sakin, ataerkil, utangaç, insana değer veren, planlı ve dakik, standartlarla yaşamaya alışmış bir toplum. İşleri hayatlarının en önemli parçası/-larından biri. Kuralsız yaşamaları zor. Yeniliklere adaptasyon ve sorunların üstesinden gelme “hızı” konusunda sanırım daha iyiyiz.
PUKÖ (PDCA) çevrimini bıkmadan uygulayıp herşeyi mükemmelleştirmeye çalışıyorlar. Bizim özellikle örnek almamız gereken nokta tam burası olsa gerek : iyileştirme çabalarımızı bir defalık PUKÖ çevrimiyle bırakmamak bunu sürekli hale getirmek.
Hakan Akgül