Günümüz Ekonomisinde Tedarik Zinciri ve Önemi
7 Haziran 2012 2012-06-07 15:16Günümüz Ekonomisinde Tedarik Zinciri ve Önemi
Günümüz Ekonomisinde Tedarik Zinciri ve Önemi
Günümüzün ekonomik şartları, sürekli değişen yapısı ve azalan üretim koşullarında tedarik zincirinde başarılı olan firmaların ayakta kalacağı ve bu konuda eski alışkanlıklarını sürdüren firmaların derin yaralar alacağı; belki kredi ile satın alınan stoklarının kolay kolay erimeyeceğinin fark edileceği ve satınalma – satış sürecinin kısaltılmasının öneminin derinden anlaşılacağı bir döneme girmiş bulunmaktayız.
Üretim sürecinden bağımsız gibi gözüken ancak üretim, stok maliyetleri ile personel verimliliğinde en önemli rolü üstlenen tedarik zincirinin yalınlaştırılması ile satınalma ile oluşan giderin satış ile geri kazanılma sürecinin en aza indirilmesi ve süreç hızının arttırılması artık üretici firmalar için bir zorunluluktur.
Ekonomik koşullar; üretici firmaları kayıpları ile savaşmaya zorlarken, iyileştirme sürecini başlatmak ve gerekli desteği ve bilgiyi firma bünyesine katmak için de büyük bir fırsat yaratmakta, gerekli gelişme koşullarını araştırmak ve tedarik sistemi uzmanlıklarından yararlanmak için gerekli süreyi sağlamaktadır.
Ölçüsü sadece ihtiyaç kadar ve tam zamanında olan malzeme akışını sağlamak, mevcut üretim yönetimi programları ile sağlanamayabilmektedir. Sadece MRP tarzı programlarına güvenerek yola çıkan birçok firma bunun yeterli olmadığını çok net görmüşler ve sonuçları ile yüzleşmişlerdir. Sistemi doğru kurulmamış bir yapıyı bilgisayar desteği ile adam etmek çoğu zaman karşılaşılan bir yanılsama olmaktadır.
Daha ilginç olarak MRP genel adı ile kurulan programların öğrenilmesi eğitim süreci ve günlük uygulamada personele yıktığı iş gücü sonucunda çoğu zaman alınan hizmetin ihtiyacı karşılamadığının anlaşılması, genellikle program üreticilerin "programların yeterli verimde kullanılmadığı"nı belirtmesine yol açmakta olsa da gerçek sorun tedarik zinciri standartlarının ve alt yapısının kurulmamış olmasıdır.
Çözümden uzak karmaşık yapılar ve değer oluşturmayacak ek bilgiler bilmek zorunda kalan personelin üretim, kabul satınalma ve sevk sürecinde oluşan durumları görmekten uzaklaşmış olması da ayrıca söz konusu olabilmektedir.
Doğru çözüm; ihtiyacın bilinmesinde, bu ihtiyaca ulaşacak en basit yapının kurulmasında ve standartların oluşturulmasındadır. Bu analiz ve alt yapı çalışması sonucunda çok basit görülen ve belki önemsenmemiş ambalaj, sevk alanı, sipariş miktarları ve etiketler sürecin önemli parçaları olarak ele alınır ve standartlaştırılır. Amaç sipariş kadar üretmek, üretilecek kadar kabul ve yan sanayi siparişini verebilmektedir.
Bu sürecin kontrol edilmemesi sonucu sürekli olarak şu iki durumdan biri ve çoğunlukla ikisi birden oluşmaktadır: "Aşırı stok", "Eksik malzeme".
Her iki sürecin yaşanması aynı hatadan ve bu kontrolsüzlüğün doğal sonucundan kaynaklanmaktadır ki, bu alınan sipariş kadar üretecek ve yan sanayi siparişini verebilecek yapının kurulmamış olması ve kontrolün gerek firma içindeki bir personele veya yan sanayi takibine bırakılmış olmasıdır. Yan sanayinin görevi üretici firmaya zamanında doğru miktarda malzeme sağlamaktan başka bir şey olmamalıdır. Keza başka bir sorumluluk yüklemek daha büyük risklere kucak açmak anlamı taşımaktadır.
Tedarik sisteminin mükemmel olarak oluşturulması; teknoloji ve IT sisteminin verimli kullanımı sayesinde sistemin insan hatasına yer vermeyecek şekilde kurgulanması, personel görevlerinin basitleştirilmesi, standartlaşması ve bu süreçlerin sürekli ölçümü ile mümkün olmaktadır.
Dünya üzerinde başarı ile uygulanan tedarik zinciri sistemleri incelendiğinde tek bir ortak nokta dikkati çekmekte ve bunun dışında bir arayışın gereksizliğini ön plana çıkarmaktadır. Başarılı tedarik sisteminde insan faktörü ve hata payı doğru sistemler ile "0" düzeyine indirilmiş bu durum aynı zamanda sistem içerisinde minimum personel bulunması gerekliliği doğal sonucunu da getirmiştir.
Çoğu zaman değişken müşteri siparişleri ile yüzleşen üreticilerin genel yanılgısı stok tutarak bu sıkıntının aşılabileceğidir. Ne yazık ki bunun doğru olmadığı içinde bulunduğumuz günlerde batma riski taşıyan veya zarardaki birçok üretici tarafından anlaşılmış durumdadır.
Firma dışından tedarik edilen malzemelerin ve iç üretim operasyonları arasındaki akışın sürekliliği ve sadece ihtiyaç kadar olması için bilgi ve tecrübemizin ışığında olumsuzun olumlu hale getirilmesi ve firmaların bu konuda yalnız ve çözümsüz olmadıklarını fark etmeleri yeterli olacaktır.
Kemal Yardımcı